hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Bugünkü İnsanın Burjuvazi Cennetinde İsyanı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Bugünkü İnsanın Burjuvazi Cennetinde İsyanı 2duy3hj

Bugünkü İnsanın Burjuvazi Cennetinde İsyanı Empty
MesajKonu: Bugünkü İnsanın Burjuvazi Cennetinde İsyanı   Bugünkü İnsanın Burjuvazi Cennetinde İsyanı EmptyPaz Mayıs 23, 2010 5:12 am

Tarihin bütün
nesillerinden
daha çok eziyet çek*memize rağmen, sevinerek söyleyeyim
ki biz çok
me*sut bir nesiliz. İnsanın dert ve yenilgi dönemlerini
gördüğümüz
için mesut bir nesiliz.
Acaba
gerçek dert ve yenilgi, yalancı ümit ve
se*vinçten daha iyi değil
midir? Şuurdan doğan dert, akılsızlıktan
doğan dertsizlikten daha iyi
değil midir?
Ben yirminci asrın ikinci
yarısında
olduğum için çok seviniyorum, eğer on dokuzuncu asırda
olsaydım
burjuvazinin yirminci ve yirmi birinci asırda yeryü*zünde
yapmak
istediği cennet için ahmakça slogan atardım. Şimdi burjuvazi
cennetinin
yapılmış olduğu bir zamanda, gözlerimle üç asırdır ilmin,
Samiri’nin
paradan buzağısı olduğunu görüyorum. Altından ya*pılmış ve
aldatıcı
bir şekilde, ama ruhsuz, ruhaniyetsiz, maneviyatsız, yalancı,
sahte
banka parası ortaya çıktı ve ahmakları kendine secde ettiriyor.
Şu
anda kurulmuş
olan, burjuvazi cenneti ne de*mektir? Bütün insanlar için
değildir!
Bu burjuvazi cenneti, bu tüketim hayatı, kapıdan ve duvardan
Av*rupa’nın
yüzüne yağan bu nimet bolluğu, havadan gelmemiştir. Bir
buçuk, iki
milyar insanın açlık bedeli ile meydana getirilmiştir. Ama
her
halükârda kendisi için, yani Avrupa burjuvazisi için, üç asır Önce
ya*pılmıştır.
Orada her şeyi bulmak mümkündür. Tan*zanya elmasını,
Mısır
kenevirini, Kamerun kahvesini, Küba şeker kamışını, Cezayir
şarabını,
Hind çayını, Vietnam kauçuğunu, Ortadoğu petrolünü bulmak
mümkündür.
O halde bütün dünya, onların yeme, iç*me, yatma ve yiyecek
çiftliğidir.
Onların sömürüsüne uğramış bütün milletler, Avrupa’nın bu
kirli
cenne*tinin karneli ve ücretli işçileri değil midir?
Bütün
bunlara rağmen bu
cennette, Avrupalı in*sanın nasıl yaşadığını görmek
gerekir.
Şaşılacak şey şudur ki, bu insan, sonunda üç asırdır söylediği
slo*ganlara
ulaştı. Yani faydalanma ve tüketim zirveye ulaştı. Şimdi
onun
iktisadi mal kalemlerinin %10'u temel ve gerçek masraflarıdır.
%9O'ı
ise eğlenme mas*raflarıdır.
Bu faydalanmadan çok, başka neyi istiyor?
İkinci
olarak da
ilim, ideal ve iddiasına ulaşmış*tır. Yeryüzünde maddi hayatı
ve
tabii kuvvetleri uyuş*turmak için bir teknik meydana getirmiştir.
Tüketim
asaletine dayanan bu hayatı kurmayı başarmıştır. Ama tahmin
edemediği
şey, yirminci asırdaki haya*tın ve bugünkü insanın en büyük
hakikati,
bu insa*nın böylesi bir burjuvazi cennetinde isyan etmesidir.
Kur’an’ın
deyimiyle,
tıpkı Âdem’in ilk cennet bahçesinde «isyan etmesi» gibi. Her
şeye
sahipti, gön*lü neyi isterse onu yiyordu, buna rağmen isyan etti.
O,
yasak ağacın meyvesinden yedi. Tüketim hayatı*na bağlı olan bugünkü
batı
insanı ve ilerlemiş bur*juvazi hayatı dünya emperyalizmi
aşamasındadır.
Dünyaya, uzaya, göklere egemendir; dünyanın beşerî bütün
sofralarına
ve nimetlerine el uzatmış, yiyor. Ama isyan etmiştir.
Müreffeh
hayatta, yararlanmada ve refahta isyan etmiştir. Bugünkü
insanı
isyana teş*vik eden yasak meyve nedir? İnsanî şuurdur,
uyanış*tır.
Ansızın ilmin de var olduğunu hissetti. İlim ise üç asırdır
ona yalan
söylüyor. Kapitalizmin uşağıdır, in*sanın zabitliğini
hidayete
yönelten kılavuz değil. Ona «sen insansın» demiyorlar, bu ne
demektir?
Bugünkü insanın bu
kudret ve tüketim slogana artık yeterli değildir. Zira her ikisine de
ulaşmıştır, başka bir şey istemiyor.
Bu
slogan ve isyan, özellikle dünyadaki
bütün ge*çici maddi eziyetlerin ve
açlıkların giderildiği bir za*manı
başlatmıştır. O zaman, üç asırdır
ilmin gizledi*ği, halkı
vazgeçirdiği, burjuvazinin ticari görüş ve
kültürünün yaydığının
dışında, dünyayı anlayacağı bir dünya görüşüne
ihtiyaç duyuyor.
Hayatın anlamı nedir? Ne için olması gerekir? Bu kadar
kudretle ve bu
kadar refahla geçirdiği şimdiki hayatın yönü ne*dir? Bu
hayatta, ne
tarafa gidiyoruz? Bu burjuvalaş*mış ve para düşüncesinde
olan ilmin
reddettiği, fa*kat daha iyi ihtiyaçlar olan iman, ideal,
değer,
ahlâk, ruh, aşk, tapma, akide ve faziletin yerine hangi şeyi
koymak
gerekir? Tekrar tüketimi mi? İnsan, isyan ediyor!
Ne
ilim cevap veriyor,
ne teknik, hatta ne de be*şeri ilimler. Bütün
bunlar el ele vermiş
sadece bir sı*nıf için, yani burjuvazi sınıfı için
yeni tüketimler
ya*ratıyorlar. Bunlar, on altıncı ve on yedinci
asırlardaki bütün o
iddia, heyecan, dinamiklik, ümit ve geleceğe güçlü
bir iman taşımanın
aksine, tüketim hayatıyla ilgili fonksiyonlarının
sonuna
ulaşmışlardır. Bugün yaşlılığın ve yenilginin sonunda, yok
olmayla
yüz yüzedir. Hile ve büyük cinayetlere giriştiklerini
gö*rüyoruz.
Dün irtica,
diktatörlük ve
çürümüş aristokrasiler*le mücadele eden, büyük Fransız
devrimini yapan
bur*juvazinin, şimdi cellat ve katil olduğunu
görüyoruz. Şimdi o,
faşizmi doğuruyor, milletleri yiyor, savaş,
sö*mürü ve katliam yaparak
ancak ayakta kalabiliyor.
On beşinci ve on
altıncı
asırlarda ortaçağı yok etmenin, ilmi mahkum etmenin, kilisenin
büyük
kudre*tini yenmenin sarhoşluğunu yaşayan, artarda ilerle*yen,
icatlar
yapan ilmin; bugün, aksine bir çıkmaza girdiğini görüyoruz.
Bereşt
şöyle diyor:
«Bugünkü insan ilimden
bıkmıştır. Zira faşizmi meydana
getiren ilim idi» ve bunu insanlığa
zoraki yükledi. Dünyada ilk defa
insanlığın üçte ikisinin aç olması
düzeyinde açlığı ilim meydana
getirdi.
Sınıfsal
sömürü
ve artık değerin yağmasını bu dereceye çıkaran ilimdir. Sömürüyü
ilkel,
basit ve açık şeklinden alıp bu kadar güçlü, derin, köklü ve
şiddetli
yapan ilimdir. Dünya milletlerinin kültürel sömürüsünü ortaya
çıkaran
ilimdir. Avrupa'yı vahşi bir gergedan yapan ilimdir. Üçüncü
dünyayı
çirkinleşmiş kurtzede kuzular yapan ilimdir...
Evet
yalan söyleyen
ilim, dinin sınırlamasından kurtulmuş ama, şimdi de
tanrılarını
değiştirmiştir. Allah'ın yerine parayı kendi ilahı olarak
almış ve
pa*ra için her işi yapmıştır.
İnsanı çirkinleştirip, burjuvazinin sipariş ettiği
şekle sokmuştur!
Bugünkü insanın dine ihtiyacı, iki sorusuna cevap vermesi
içindir.
Birisi,
büyük
bir manevi dünya görüşü vermesi*dir. Allame İkbal'in sözüyle;
«varlık
aleminde, ruhanî bir tefsirin» anlatılmasıdır. Hür insanın
yaptığı
şekil*de, egzistansiyalizmin dediği şekilde, —şu anda doğ*ru
söylüyor—
kendisini onda yabancı ve meçhul his*setmesidir.
İkincisi,
yaşamak için
insanın hedefine bir yön gösterilmesi veya icad edilmesi.
Zira diğer
bütün hay*vanların aksine insanın en seçkin özelliklerinden
bi*risi
budur. Diğer hayvanlar niçin yaşadıklarını anla*mıyorlar. Ama,
insana;
yaşa dedikleri zaman, hangi şekilde diye sormadan önce, niçin?
diye
soruyor.
Bu
yüzdendir ki insana,
sadece hangi şekilde yaşaması gerektiğini
öğretmek yetmiyor. Aç olduğu
sü*rece alışılmış hayat nimetlerinin ve
bağışlarının pe*şinden gider.
Aç olduğu zaman bu sorudan az veya çok
uzaklaşır. Ama bu ihtiyacı
giderildiği zaman, in*san olmanın temel
ihtiyaçları, nerede olması
gerek*tiği söz konusu olur. Bu yüzden
gerçek dine, mutlak dinî duyguya
bugün daha çok, daha ciddi, daha
ha*yati bir .şekilde ihtiyaç vardır.
Dini
[dinleri] dikkatli ve alimce tanımayı
gerek*tiren meselelerden birisi
de şudur: Dinler tarihinin dikkatli
bir şekilde incelenmesi bize şu
büyük haki*kati gösteriyor; tarihin
gidiş yolunda din iki akıma
sahiptir. Biri insanî akım, diğeri ise
tarihî akımdır.
İnsanî
akım ve insani gidiş daima canlıdır. Bu*günkü insan,
belki geçmişteki
insandan daha çok di*ne ve dinin insani gidişine
muhtaçtır.
Niçin
muhtaçtır?
Çünkü,
geçmişteki insanı gelenek ve geçmişe say*gı,
milliyet, toprak ve kan
övünmeleri tatmin ediyor*du. Maddi hayat için
gösterdiği telaş onu
meşgul edi*yordu. Yeniçağın insanını, ilmî ve
teknik keşifler bile ikna
ediyordu. Ama bugün artık bunların hiçbiri
bir şeye yaramıyor. Bütün
bunlara sahip olmasına rağ*men insan yine
isyan ediyor, ölüm ve cinnet
dere*cesine ulaşan bir isyan.
Medeniyetin yıkılması ve bu*günkü insan
toplumunun yok olması
korkusuna doğ*ru giden bir isyan. Bu, geçmişin
aksinedir. Geçmişte
insanın cehaleti, zaafı, korkusu ve maddi
ihtiyaçları din ile
karışmıştı, her şeyi dinden almak istiyordu. Şimdi,
ilim çoğu
ihtiyaçları kaldırıyor, ama kaldırmadığı şey, yüce dindir.
İnsana ve
hayata anlam ba*ğışlayacak bir din. Bugünkü insan, her
zamandan da*ha
fazla bu dine muhtaçtır.
İkinci
akım, olumsuz akımdır, tarihe hakim olan
akımdır. Bu, insanî ve dinî
yönün zıddıdır. Egemen güçler
tarafından, halkın zararına ve aleyhine,
mev*cut durumu açıklamak
için kullanılıyor.
Bu
iki din, tarih boyunca birbirlerine karşı daima mücadele
ve savaş
halindedir. Bu tarihin sonunda, biz şimdi dini iki görüş
açısından
inceliyoruz:
Biri bizim zamana ve asra
bağlılığımız
açısından. Bu asır ilim ötesi bir yorum arıyor, insanın
yaşaması için
bir anlam, bir ruh, bir iman ve yüce bir aşk arı*yor.
İkincisi
ise, bizim bir
dinî kültür ve topluma bağ*lı olmamız açısından. Dinin o
olumsuz
akımı bütün tarihimiz boyunca hareket ve hakimiyet sahibi
olmuş*tur.
Halka, dinin kendisine, tarihimize, halkımızın hareketine ve
toplumumuza
karşı bir fonksiyona sa*hip olmuştur. Bu fonksiyonu
göstermek
gerekir.
Bu
unsur, dinler
tarihini ve dinleri tanıma konu*sunu, yeniden ilmî bir
şekilde baştan
başlayarak göz*den geçirmemizi gerektiriyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bugünkü İnsanın Burjuvazi Cennetinde İsyanı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: İslam ve İnsan-
Buraya geçin: