Jensen
Giriş Tarihi : 30/03/09 Yer : İstanbul Yaş : 34 Mesajlar : 14824 Rep Puanı : 14472 Rep Gücü : 6503
| Konu: TÜRKIYE / Limanlarımız C.tesi Mayıs 22, 2010 5:04 am | |
| LIMANLAR Kıyılarımız üzerine vapur uğrağı olan yerler liman demek adet olmuşsa da gerçekte bu liman denilen yerlerin çok azında vapurların doğrudan doğruya yanaşabileceği rıhımlar, bu rıhtımların arkasında da vapurların barınabileceği dalgakıranlar vardır. Bu çesit tesisler donatılmamış, fakat bazı fırtınalara karşı doğal olarak korunmuş demirleme yerlerine doğal liman denilir. Örneğin doğu Karadeniz kıyılarındaki Polatane ve Vana. Batı Karadeniz`deki Sinop birer doğal limandır. Ekonomik coğrafya bakımından gercek bir liman olarak nitelendirilebilecek iskeleler ise deniz taşıtlarının doğrundan doğruya kara ve kara taşıtları yle temasa geçtiği, dalgakıranlarla fırtınalardan korunduğu, eşya ve yolcu yükleme – boşaltma için gerekli bütün kuruluşlarla donatılmış limanlardır. Bir limanın gelişmesi, o kesimin liman yapımına elverişli olup olmamasından çok, ülkenin iç kısımlarıyle olan ulaşım kolaylıklarına bağlıdır. Yurdumuzda liman yapım çalışmaları yakın sayılabilecek yıllarda başlamıştır. Karadeniz `de Trabzon ve Samsun`da girişilen büyük liman insaatları sonucu, yakın zaman kadar acik iskele durumunda olan bu iki iskele fırtınalardan iyi korunan, dalgakıranlı, rıhtimlı, antrepolu modern birer kuruluş haline gelmiştir. Aynı şekilde Akdeniz`in acık iskelesi olan Mersin`de modern bir liman kurulmuş, az – çok önemli tesisleri olan İstanbul, Izmir, Iskenderun ve Zonguldak gibi bazi limanlarımız da günün ihtiyaclarına göre genişletilmiştir. Ayrıca Zonguldak limanın yanında bir de Ereğli limanı kurulmuş, Giresun, Ordu, Inebolu ve Amasra`da bazı tesisler yapılmıştır. Rize ve Hopa`ya da yeni tesisler ekleniyor. Marmara Denizi Limanları Türkiye limanları icinde giriş – çıkış faaliyeti bakımından en basta geleni İstanbul`dur. Islek bir denizyolunun gectiği boğaz kıyisinda bulunan, ayrıca Avrupa ve Asya demiryollarının birbirine düğümlendiği yere kurulmuş olan İstanbul, geniş bir alanın ticaret akimini kendisine cektiği gibi, Karedeniz kıyılarındaki ülkelerle Akdeniz ülkeleri arasında transit bakımından da önemli bir rol oynar. İstanbul limanının özelliklerinden biri de yabancı ticaret gemilerinin transit ve ikmal merkezi oluşudur. Bu özelliyle İstanbul dünyanın önemli limanları arasında yer alır. Sehrin kuruluşundan beri İstanbul limanının, Halic`in fırtınalardan korunmuş sularında yer alması uygun görülmüştü. Greci Bizans Imparatorlu`nun parlak dönemlerinde İstanbul`un Marmara kıyılarında da birtakım limanları vardı ama, sonradan terk edilen bu limanlar zaman geçtikce kumla dolarken, Halic yine İstanbul`un doğal limanı olarak kullanılıyordu. Fakat Halic`in karşılıklı kıyılarını birleştiren köprüler yapıldıktan sonra, İstanbul limanı, Halic`in karşılıklı kıyılarını birleştiren köprüler yapıldıktan sonra, İstanbul limanı, Halic`in köprüler dışında kalan ve Bogazici`ne acılan ön kısmına yerleşti. Ayrica Anadolu yakasında, demiryolu istasyonu önünde bir dalgakıranla korunan Haydarpaşa limanı kuruldu. İstanbul limanını günün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir duruma getirmek icin uzun yıllar çeşitli projeler üzerinde durulmuş, sonunda Tophane rıhtımın Salıpazarı`na doğru uzatılarak gülcü araçlarla donatılması, ayni zamanda Haydarpaşa`da yeni bir liman kurulması uygun görülmüştü. Fakat limanı, trafiği zaten çok sıkışık olan şehrin icinde tutmanın sakıncaları daha şimdiden kendisini göstermeğe başlamıştır. Bunun için asil büyük limanı Izmit körfezi bitimine taşımak daha doğru olacaktır. Gerçekten de körfezin bitim yeri, Anadolu`nun kapısı rolünü oynayacak ve İstanbul`un yükünü hafifletecek bir limanın kurulmasına elverişlidir. Üstelik böyle bir limandan Izmit körfezi çevresinde sanayi kuruluşları ve yeni kurulacak olan tesisler de yararlanabilecektir. İstanbul limanın yükünü hafifletmek için baksa tasarılar da var. Bunlardan biri, Salıpazarı`ndaki yük limanın ını Küçükcekmece`ye taşıyarak Tophane yolcu limanı Salıpazarı`na doğru uzatmak düşüncesidir. İstanbul limanına bir yılda gelen ve giden yolcu- yük gemilerinin sayısı 8000 `i geçer. Ayrıca her yıl 400 kadar turist gemisi liman gelir. İstanbul boğazından yılda gecen gemi sayısı da 9000 kadardır. Marmara denizi kıyılarında ayrıca, yakin çevrelerinin iskelesi rolünü oynayan bir çok vapur uğrağı Yalova, Mudanya, erde, Karabiga, Tekirdağ ile etki alanı daha geniş bazı limanlar vardır. Alıntı: 1930′ larda başlayan sanayileşme
Izmit Körfezi için yeni bir sürecin başlamasına neden olmuş, etrafında yapılaşan fabrikalar önce kendi gereksinimleri için iskeleler inşa etmişler, daha sonra bu iskeleler üçüncü şahıslara hizmet veren birer liman işletmesine dönüşmüşlerdir. Şu an sayıları 40 olan Izmit Körfezi’ndeki iskele/liman sayısının önümüzdeki yıllarda 70 civarında olacağı var sayılmaktadır. Süreç içinde özellikle altyapı ve maliyet nedeniyle, üretimin İzmit Körfezi çevresinde toplanması, var olan limanların yetersizliğini ve daha büyük liman gereksinimini Kocaeli’ye dayatır olmuştur. Ancak bu da, Turkiye ithalat/ihracat yüklerinin 1/3′unu elleçleyen İzmit Körfezi İskele liman işletmelerinin, deniz ve demir/karayolu arasında dar bir şeritte sıkışmış olmaları nedeniyle pek olanaklı görünmemektedir.
Bu durumda, plansız ve geleceğe projeksiyonu olmadan büyüyüp kent ile iç içe geçen limanlar, artan trafikleri ile genişlemeye ihtiyaç duyacaklardır. Ancak bunun sonucunda daha cok sayıda ya da büyük gemilere yönelme ve daha büyük istif ve depolama alanları gündeme gelecektir. Bölge limanları, bu ek gereksinimi karşılayamaz veya komşu kuruluşları eline geçiremezlerse iş göremez duruma düşecekler, kentle bütünleşmek yerine, çatışan bir zıt etkileşim içinde olabileceklerdir.
Kaptan F.Yavuz Ulugün | Izmit ve Bandırma bu sonuncu tipe örnek olarak gösterilebilir.Izmit`in batısında TCCD`ye ait Derince limani da burada sayılabilir Marmara denizinin gelimse yolundaki limanlarından biri olan Bandırma, İstanbul ile Ege bölgesi arasında vapur- tren ( ya da karayolu ) aktarması yle cabuk ulasimi sağladığı gibi, Cumhuriyet döneminde yapılmış Kütahya – Balıkesir demiryolunun gectiği alanin maden ve orman ürünleri ihracatını da kendine çeker. Nitekim bugün Bandırma yurdumuzun en uzun rıhtımlı limanlarından biri olma yolundadır. Liman tesisleri tamamlandığı zaman buraya ayni anda 18 kadar gemi yanaşabilecek. Buna karşılık Çanakkale ve Gelibolu, ilsek bir denizyolu üzerinde bulunduğu halde hinterlandlarının darlığı yüzünden önemli bir ticaret faaliyeti gösteremez. EGE DENIZI LIMANLARI Ege denizinde birtakım doğal limanlar varsa da, bölgenin bütün demiryollarının ve karayollarının dügümlendiği Izmir şehri deniz ticaretinin ağırlığını kendine cekmiştir. Izmir limanı, giriş – cıkış tonaji bakımından İstanbul`dan sonra ikinci gelir ve özellikle tarım ürünlerinin ihracatın da büyük rol oynar. Izmir`in eski limanı, su alanının darlığı ve rıhtımlarınin yetersizliği bir yana, Izmir`de sona eren demiryolu istasyonlarına da sapa kalıyordu. Bu durumu düzeltmek için Izmir`in yeni limanı Alsancak ta, demiryolunun bitim yerinde ve her türlü kuruluşa elverişli bir özellikte inşa edildi. Ege kıyılarında, yalnız cevresinin alışverişi bakımından bir dereceye kadar ihtiyacı karşilayan bazı iskeleler de vardır : Bunlardan Edremit batısındaki Akcay demir ihraç limanı, Milas batısındaki Güllük de zımpara taşı ihrac limanı olarak önem taşır. Kuşadası ve Bodrum gibi yerler de elverişli mevsimlerde turist gemilerinin uğrağı olur. Alıntı: Erozyonun oluşturduğu tahribatın engellenmesi için dalgakıran projesinin aciliyetine dikkat çekiliyor. Altınova sahilinde yıllardır süren erozyon, binlerce metreküp kumsalı yok ederken, deniz yazlıklara kadar dayandığı belirtiliyor. Tahribatı endişeyle izleyen yerel yönetim ve çevreciler, sorunun bir an önce çözülmesi için dalgakıran projesinin aciliyetine dikkat çekiyor ve bölgenin afet kapsamına alınmasını istiyor. Altınova beldesi, kıyı erozyonu tehlikesiyle karşı karşıya. Körfezin turizm cenneti Altınova'daki erozyon tehlikesi son yıllarda felaket boyutuna ulaştı. Dalgakıranlar için devletin çıkardığı kısıtlı ödenekler de artık soruna çare olamıyor. Tehlikenin kökten çözümü için alanın bütününün ele alınması gerektiğini söyleyen çevreciler, dalgakıran projesinin aciliyetine dikkat çekti. Yazlıklara dayanan kıyı erozyonunu engellemek için yapılan küçük dalgakıranlar sorunu çözmeye yetmedi. 13.5 kilometrelik alanda etkili olan ve kuzeye doğru hızla yayılan kıyı erozyonunun, afet boyutunda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer, “Beldemizde 15 yıldan beri devam eden kıyı erozyonu, kuvvetli lodosla kuzeye doğru olan sahil kesiminde etkili oluyor. Bugüne kadar 4 bin dönüm kumsal erozyonla denize aktı. Son bir yıldır da dünyanın ender güzelliklerinden birisine sahip olduğumuz doğal kum adasını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Kıyı erozyonunun hızla yayıldığı gerçeği, yatırım önceliklerinin belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken bir olgudur. Sahile ayrık dalgakıranların yapılıp kıyıların tekrar eski haline döndürülmesi, bu alandaki bina ve arazilerin erozyon tehlikesinden kurtarılması gerekiyor” dedi. KUM EROZYONU Erozyonun oluşmaya başladığı 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü'nün önerisiyle bölgeye ilk olarak iki ayrı dalgakıran yapıldığını, sonrasında da erozyonun kuzeye doğru kaymaya başladığını bildiren Sürer, “Bundan sonra DLH tarafından 2008 yılında 2009'da da 7 dalgakıran eklendi ancak erozyonun ilerlemesi durdurulamadı. Erozyon şimdi de kum adasını eritmeye başladı. Erozyon hızı göz önüne alınarak tahribat afet kapsamında değerlendirilmeli ve ödenekler arttırılarak dalgakıranların yapımına ağırlık verilmelidir. Aksi takdirde önümüzdeki 3–4-yıl içinde kum adamızı kaybedeceğiz. İç limanla birlikte balıkçı barınağımız da yok olacaktır” diye konuştu. 16 Ocak 2010 Kaynak : AYVALIK Haber | KARADENIZ LIMANLARI Doğu Karadeniz kıyılarında vapur uğrağı iskelerinin sayısı oldukca kabarıktır, fakat bunlardan coğu , kendi yakın çevrelerinin ürünlerini ihraç eden, faaliyet alanı dar birer iskele olmaktan öteye geçemez: Ordu, Giresun, Rize ve Hopa gibi. Oysa Trabzon ve Samsun`un durumu bunlardan çok başkadır. Eskiden beri Zigana geçidiyle Erzurum – Kars yaylalarının ticaretini Karadeniz kıyılarına çeken, hatta Iran`in kuzeydoğu bölümüyle alışveriş yapan Trabzon bugün dalgakıranlrı ve rıhtımlarıyle büyük bir liman iteliği kazanmıştır. Samsun`a gelince, öteden beri Iç Anadolu`nun doğu kisımının ve Doğu Anadolu nun geniş bir parcasının iskelesi rolünü oynardı. Demiryolu bu rolünü daha da genişletmiş, Samsun geniş ve ihtiyaca uygun bir limana sahip olmuştur. Batı Karadeniz kıyılarında ise, Sinop`un güzel bir doğal limanı olduğu halde, yerinin sapalığı yüzünden ticaret faaliyeti sinirlidir. Inebolu, Kastamonu yöresine doğru genişleyen bir hinterlanda sahip olduğu icin daha şanslı görünmekle birlikte bugün bu hinterlandın yük ve yolcuları karayollarına doğru kaymıştır. Batı Karadeniz`in asıl ticaret limanı bir kömür iskelesi olan Zonguldak`tir. Gerek Zonguldak limanında, gerek onun yükünü paylasan yanıbaşında ki Eregli Limanın da yüzlerce metre uzunluğunda dalgakıranlar yapılmıştır. Bugün Zonguldak limanın da 500 m `lik kömür yükleme rıhtımı, 200 m`lik maden direği boşaltma rıhtımı, 300 m `lik ticaret eşyası rıhtımı var. Bütün tesisleriyle 32 hektardan fazla yer tutan limanın su derinliği de 1 000 ve daha fazla tonluk gemilerin yüklü olarak girip cıkmalarına elverişlidir. Limanda 4 silep aynı anda kömür yükleyebilir ve yükleme tesislerinin gücü günde 3 000 – 4 000 tonu bulur. Eregli limanı da Karadeniz kıylarının eskiden beri başlıca sığınak yerlerinden biri olmuştur. Fakat kuzey rüzgarlarına kapalı olan bu liman, batıdan esen rüzgarlara açıktı. Bunun icin 825 m `lik büyük bir dalgakıran yapılmıştır. Bunun arkasında, şiddetli fırtınaların 20 – 25 kadar büyük, 100 kadar kücük deniz taşıtı barınabilir. AKDENIZ LIMANLARI Akdeniz`deki baslica limanlarimiz Mersin, Iskenderun ve Antalya`dir Mersin Türkiye`nin en modern limanlarindan biridir. Akdeniz`in dogu ucundaki Iskenderun limani da günden güne önem kazaniyor. Burasi Güneydogu Anadolu ile Dogu Anadolu`nun büyük bir kimsinin iskelesi durumundadir. Hatta ileride bu limanin etki alani devlet sinirlarini bile asacak gibi görünüyor ( Iran ve Irak petrolleri bu limana indirilecektir ). Alıntı: İskenderun Limanı özelleştirme ilanı, gazetelerde yayımlandı. İlana göre, İskenderun Limanı 36 yıl süreyle işletme hakkının verilmesi yöntemiyle özelleştirilecek. Son teklif tarihi 4 Ağustos 2010 olacak. Kaynak: CNN Ekonomi | Iskenderun`da 1945 yılında modern limna tesislerinin başlangıcı olarak kurulan yapılar sonradan geİişltirilmiş ve burası çok canli bir liman haline tetirilmiştir. Antalya limani, Mersin ve Iskenderun`a oranla daha az önem tasir. Liman yapim calismalari sürdürülen bu limanin dogusundaki Alanya daha cok bir turist iskelesi neteligindedir. Akdeniz`deki Fethiye, dogal olarak iyi korunmus bir liman olmakla birlikte, kendisini iç kısımlara balayan yollarin henüz iyi olmamasi nedeniyle, sadece kesretse ve maden ( krom ) yükleyen, bazen de turist gemilerinin guragi bir iskele durumundadir. Finike ve Kas`in önemi ise çok daha azdır. Türkiye de Liman Işletmeciliği İstanbul`da liman hizmetlerinin karşılanması için tesisler kurma ve isletme imtiyazı, 1890 yılında yabancı kaynaklı İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Şirketi`ne verilmişti. Izmir limanında da 1875 `ten itibaren Fransız Gifret Şirketi faaliyette bulunuyordu. Türkiye`nin öteki kıyıları ise yeterli limanlardan yoksundu. Cumhuriyet`in ilanından sonra bir kararnameyle İstanbul Liman Işleri Inhisarı T.A.S kuruldu ( 29 Temmuz 1925 ). Istanbul Rıhtım Dok ve Antrepo Şirketi de satın alınarak Maliye Bakanlığı`bağlı Istanbul Liman Işleri Müdürlüğü örgütlendi ( 23 Aralık 1934 ) Limandaki deniz ve kara hizmetlerinin tümünü üzerine alan Istanbul Liman Işleri Genel Müdürlüğü ise 10 Haziran 1936`da calışmağa başladi. 1 Ocak 1938 `de Denizbank`a devredilen bu genel müdürlük 1 Temmuz 1939 `da Ulaştırma Bakanlığı`na bağlı olarak kurulan Devlet Limanları Işletmesi Genel Müdürlüğü icinde yer aldı. 30 Nisan 1944`te Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü kuruldu. 1952`de İstanbul Liman Işletmesi Denizcilik Bankası T.A.O.`ya bağlandı. 5 Ağustos 1925 `te kurulan Izmir Liman ve Körfez Işleri Inhisar T.A.S, 8 Auğustos 1934`e kadar bütün liman hizmetlerinin üstüne almıştı, o tarihte görevini , yeni kuran Izmir Liman Işletmeleri Genel Müdürlüğü `ne devretti. Daha sonra Denizbank`a ( 1938 ) Devlet Limanları Genel Müdürlüğüne ( 1939 ) , Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü`ne ( 1943 ) bağlanan kuruluş 1952 `den beri Denizbank T.A.O. icinde yer alıyor. Trabzon`da 6 Haziran 1926 `da Trabzon Liman Inhisarı kurulmuş, bu isletme sonradan İstanbul Liman Işletmesi Genel Müdürlüğü`ne ( 1937 ), Denizbank`a ( 1938 ) , daha sonra Devlet Limanları Isletmesi Genel Müdürlügü`ne , Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü`ne en sonra da Denizcilik Bankası T.a.O.`ya bağlanmış dır. 1954` te yapıma başlanan ve 1969`a kadar Trabzon Liman Işletmesi`ne bağli kalan Giresun Liman Isletmesi de bu tarihten itibaren Denizcilik Bankası içinde bağımsız bir işletme olmuştur. Kaynak : Türkiye 1923, 1973, 1974 Kitaplar Basım Yayın ve Ticaret A.Ş Ansiklopedisinden Alıntılar / 21.05.2010 Resimler Google üzerine bulabildiklerim Ayrıca gündemde olan haberler den alıntı içersin de... | |
|