Jensen
Giriş Tarihi : 30/03/09 Yer : İstanbul Yaş : 34 Mesajlar : 14824 Rep Puanı : 14472 Rep Gücü : 6503
| Konu: Çocuk Kitaplarının Anatomisi Paz Mayıs 16, 2010 4:55 am | |
| Çocuk kitaplarının anatomisi Bir çocuk kitabının iyi veya kötü olduğuna kim karar veriyor ? Öğretici olmaya çalışan kitaplar çocukların ilgisini ne kadar çekiyor ? Çocukların hayal güçlerini geliştirdiklerini iddia eden kitaplar onların iyi vakit geçirme ve eğlenme ihtiyaçlarına ne kadar cevap verebiliyor ? TÜLİN KOZİKOĞLU, birçok zor görevi yüklenen çocuk kitaplarının anatomisini çıkarıyor Çocuk kitabı nasıl olmalı ? Bu soruya uzmanlarca verilen cevapların küçük bir listesini yapmaya çalışalım... Bakalım çocuk kitabı hangi özelliklere sahip olmalı ? Çocuklara kitap okuma sevgisini ve alışkanlığını kazandırmalı. Çocukların dil becerilerini ve kelime hazinelerini geliştirmeli. Okuduğunu anlama ve analiz etme, dolayısıyla karar verme yeteneğini artırmalı. Yaratıcılıklarını ve düşünce alanlarını genişletmeli. Hayal gücünü renklendirmeli. Çocukların doğayı, evreni, toplumu ve insanı algılayabilmelerine ve iletişim içine girmelerine yardımcı olmalı. Çocukların merak duygusunu kamçılamalı. Kendini anlama olanağı sağlayarak, davranışlarını değiştirmede çocuğa rehberlik etmeli. Hayatın zorlukları karşısında direnme yolları göstermeli. Çocuğun rahatlama, hoş vakit geçirme ve eğlenme ihtiyacına cevap vermeli. Bu listeyi uzatmak mümkün. Peki ama bir çocuk kitabının gerçekten tüm bu özellikleri barındırması gerekiyor mu ? Sırtındaki küfeye tüm bu sorumluluklar yüklenmişken çocuk edebiyatına gönül vermiş, bu yola baş koymuş yazarların kaleminden çıkan kitaplar hedef kitlesine, yani çocuklara, ulaşabiliyor mu ? Onların yüreğinde ve akıllarında yer edinebiliyor mu ? Ondan da önce, tüm bu özellikleri barındırma kaygısı içerisinde yazılmış kitaplar, çocuklar tarafından okunuyor mu ? Yoksa sadece listemizdeki son maddeyi ciddiye alarak öykülerini oluşturan yazarların kitapları çocuklar tarafından keyifle okunuyor ve neticesinde sadece o kitaplar, listemizin ilk maddesine hizmet ediyor olabilir mi ? Yani sadece çocukları eğlendiren kitaplar, çocuklarda okuma sevgisini ve alışkanlığını kazandırıyor ve çocuk kitabı tanımlamasında haklı yerini alıyor diyebilir miyiz ? Peki diğerleri çocuk kitabı değilse ne? Bu ikilem beraberinde şu soruyu getiriyor: Bir çocuk kitabının "iyi" veya "kötü" olduğuna dair kararı kim veriyor ? Anne-babalar, öğretmenler, eleştirmenler, akademisyenler, kütüphaneciler, yayınevleri, kitabevleri mi ? Yoksa çocuklar mı ? Tüm bu soruların cevabını bulmak için, gelin beraberce çocuk edebiyatına doğru kısa bir yolculuğa çıkalım. ÇOCUK EDEBİYATININ TARİHÇESİ Çocuk edebiyatının başlangıcı olarak belli bir tarih tesbit edilememekle beraber, 17. yüzyılda Charles Perrault, Fransa'da Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel, Külkedisi gibi öyküleriyle peri masallarının doğmasını sağlıyor. 19. yüzyılın başlarında Grimm Kardeşler halk arasında dilden dile dolaşan Pamuk Prenses, Hansel ve Gretel, Rapunzel gibi öyküleri bir araya getirip kâğıda döküyor. Yüzyılın ortalarında Danimarkalı Hans Cristian Andersen, Küçük Deniz Kızı, Kralın Yeni Giysisi ve Çirkin Ördek Yavrusu öykülerini yayımlıyor. 19. yüzyılın ikinci yarısında birçok önemli kitap çocuklarla buluşuyor; Lewis Carroll'dan Alis Harikalar Diyarında, Joanna Spyri'den Heidi, Carlo Collodi'den Pinokyo, Robert Louis Stevenson'dan Hazine Adası, Rudyard Kipling'den Cengel Kitabı. 20. yüzyılı çocuklar, Oz Büyücüsü, Tavşan Peter'ın Maceraları, Peter Pan, Winnie The Pooh ve Küçük Ev'le karşılıyor. Bunları 41 dile çevrilen ve 120 milyon adet satan Narnia Günlükleri takip ediyor. Bu yüzyıla, 63 dile çevrilerek 400 milyon adet satan Harry Potter damgasını vuruyor. RESİMLİ KİTAPLAR Çocuk, kitapla ilk ilişkisini resimli kitapla kuruyor. Dolayısıyla bu kitaplar çocuğun "kitap okuma alışkanlığı" edinmesinde büyük önem taşıyor. Resimli kitaplar kendi içinde ikiye ayrılıyor; bilgi kitapları ve kurgulu kitaplar. Bilgi kitapları, henüz konuşmaya başlamamış yaş grubu için tasarlanmış kitaplar. Bol resimli, bazen fotoğrafla renklendirilmiş sayfalardan oluşuyor. Çocuğa renkler, sayılar, dokular, hisler gibi çeşitli konularda bilgi veren bu kitaplar bazen müzikli, mıknatıslı ve oyuncaklı da olabiliyor. Bu kitapların en önemli işlevi, kitabın çocuğun hayatında oyuncak gibi arzulanan bir nesne olarak yer etmesi. Yani baktığı ve dokunduğu, bakarak ve dokunarak eğlendiği ve öğrendiği bir nesne... Çünkü o yaşlarda öğrenmek, eğlenmenin önemli bir parçası. Bol resimli ilk dönem kitaplarını soru-cevaplarla okumak gerekiyor. Zira bunlar öykü kitabından çok, keşif kitabı niteliğindeler. Fakat soru-cevap seanslarını zekâ testine dönüştürmek gibi bir yanlışa düşmemeli. Bu kitapları okurken amaç eğlenmek ve eğlendirmek; çocuğun neyi bilip neyi bilmediğini öğrenmek değil. Konuşmaya başlayan çocuk, artık yavaş yavaş kurgulu kitaplara geçebiliyor. Bu geçişte dikkat edilmesi gereken, çocuğa az cümleli, bol resimli kitaplar seçmek. Çocuğa anlatmak istediği hikâyenin tamamını kelimelerle söylemek yerine, bir kısmını metinle bir kısmını ise resimle anlatan, yani resim-metin bütünselliği olan kitaplar, çocukların kalbinde taht kuruyor. Resmin metin için önemli bir tamamlayıcı olduğu bu ilk resimli kitaplar, çocuğun yaşı ilerledikçe yine bol resimli, fakat daha uzun metinli olan kurgulu kitaplara bırakıyor yerini. Okul öncesi yaşa gelmiş çocuğa edebi ve estetik değeri olan kitapları sunmak önem kazanıyor. Bozuk metinler, düşük kurgular, kötü resimlerle dolu kitaplar çocuğun kitapla ilişkisine sekte vurabiliyor. Bu dönemde çocuğun kitapla ilişkisini olumsuz etkileyen bir başka sebep ise "eğitici" kitap dayatması. Edebi kitapların eğitmek gibi bir görevi olmadığını hatırlayarak fazlaca didaktik kitaplardan özellikle sakınmak gerekiyor. OKUMAYA BAŞLAMA KİTAPLARI Resimli kitapları dinleyerek ve seyrederek büyüyen bir çocuk için kitap, artık hayatın vazgeçilmez bir parçası oluyor. Peki ya kendisi okumaya başlayınca ne değişiyor ? Okumayı öğrenmesiyle birlikte çocuk kendisini artık bir fatih gibi hissediyor ! Fethettiği diyarlar renkli, eğlenceli ve heyecan dolu olmalıdır ki yeni fetihlere karşı açlığı devam etsin. Dananın kuyruğunun koptuğu ilkokul birinci sınıfta, kaliteli kitap sunmanın önemi daha da artıyor. Okumaya yeni başlayan çocuklar için okuduğundan keyif almak çok önemli. Öncesinde okumak, anne-baba eşliğinde gerçekleştirilen bir eylemken, artık yalnız kalan çocuk, okumaya çalışırken zaten olağanüstü bir çaba sarf ediyor, çoğu zaman zorlanıyor. Bu sıkıntının üzerine bir de sıkıcı metinler, düşük cümleler, anlam bütünlüğü olmayan kurgular eklendi mi, okuma serüveni işin içinden çıkılmaz bir kaosa dönüşebiliyor. Bu zorlu dönemi eğlenceli bir sürece dönüştürmeye yardımcı olacak kitapları seçerken ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Çünkü her sıkıcı kitap, çocuğu kitap dünyasından uzaklaştıran güçlü bir silah olabiliyor. Okumaya başlama kitaplarını resimli kitaplardan ayıran en önemli özellik, büyük puntoyla yazılmış, tekrarlanan kelimeler içeren cümlelerle kurulmuş, basit kurguya sahip resimli kitaplar olmaları. Bu kitaplarda ritim, çocuğun okumasını kolaylaştırıyor. Bu sebeple kafiyeli metinler, çocuğu neşeli bir ruh haline sokmakta etkili olabiliyor. Okumayı sökmeye çalışırken karşısına çıkan taşlı yolda hoplaya zıplaya gitmesini sağlıyor. Bunlarla okumayı söken çocuk için bir sonraki adım, öncesinde anne-babadan dinlediği resimli kitapları kendi başına okumak. Bu dönemde yapılan en yaygın hata, okumayı öğrenen çocuğa kitap okumayı bırakmak. Okumayı öğrenmesi, anne-baba ile yaşadığı keyifli kitap okuma seanslarından yoksun kalmasına sebep olan bir cezaya dönüşmemeli. Okuma becerisini ilerletmesi için onu yalnız okumaya mahkûm etmek, kitaplardan soğumasına sebep olabilir. Kitap okuma seanslarına ara vermeden devam etmek ise çocuğun bu seansların dışında kalan zamanda kendisinin de ayrıca okumasına ortam hazırlar. ÇOCUK ROMANLARI Çocuk edebiyatının son durağı "çocuk romanları". Okuma serüveninde akıcı bir tempoya geçen çocuk artık daha uzun metinli, birkaç sayfada bir resim içeren hikâyeleri okumaya hazır olur. Bu kitapların büyük puntoyla yazılmış ince kitaplar olması, çocuğun atıldığı macerayı sabrı tükenmeden sonlandırmasını sağlar ve böylece yeni maceralara karşı hevesini taze tutar. Bu sebeple çocuk romanları uzun dahi olsa, genellikle kısa bölümlerden oluşur. Bu bölümler dikkat süreleri kısıtlı olan çocuklara bölümler arasında soluk alabilme şansı tanır ve heveslerini öldürmeden kitabı belli bir zamana yayarak bitirebilmelerini sağlar. Her bir bölüm kendi içinde bütünlüğünü korur ve bölüm sonlarında merakı taze tutacak soru işaretleri bırakır. Artık gerçek bir "okur" olan çocuğun okuyacağı kitapları kendisinin seçmesine fırsat tanımak önemlidir. Bu noktada yetişkin zevkiyle çocuk zevki ayrı düşebilir. Bu dönemde en büyük tehlike, yetişkinlerin çocuğa kendi zevklerini veya "iyi kitap" okutma iddialarını dayatma çabalarıdır. Çocuğa hangi kitabın hangi pencereyi açacağı hiçbir yetişkin tarafından öngörülemez. Kitap okuma zevkine sahip çocuklar yetiştirmek isteyen anne-babalar için en doğru tutum, çocuğun içgüdülerine güvenmek ve küçük "biz"ler yetiştirme çabalarını rafa kaldırmaktır. DOĞRU KİTAP-YANLIŞ KİTAP Çocuk kitapları söz konusu olunca akla hemen "doğru-yanlış ikilemi geliyor. "Ya çocuğum okuduğu kitaptan olumsuz etkilenirse, yanlış şeyler öğrenirse?" Çocukların okuduğu kitapla sihirli bir değnek dokunmuşcasına aklının çelineceğini sanmak oldukça naif bir eğilim. Aynı zamanda çocuk aklını hafife alan bir tutum. Sadece çocuk romanlarında değil, aynı zamanda resimli kitaplarda da çocuğu içine alan macera, aslında okur için hayalinde yaşayabildiği bir tecrübeden öteye gitmiyor. Yani çocuk kitapta okuduklarının hayal ürünü olduğunu biliyor ve bu hayalin tadını çıkarıyor. Çocuklar için kitaplar gerçek hayatta gitmesi mümkün olmayan diyarları, atılmaya korkacağı maceraları, almaya çekineceği riskleri, tanışma hayali kurduğu kahramanları ve daha nicelerini tecrübe edebileceği, olabildiğince güvenli bir ortam. Üstelik yetişkinlerin eşliğinde değil, kendisiyle baş başa yaşanan bu tecrübe, hayatın tam anlamıyla provası. Çocuğun hayatla ve kendisiyle ilgili isteklerini ve beklentilerini belirleyebileceği engin bir deniz. Hayata atıldığında onu donanımlı kılan bilge bir dost. Bir çocuk, bu dostla ne kadar erken yaşta tanışırsa o kadar şanslı ! ÜLKEMİZDE ÇOCUK EDEBİYATI 1950'lere kadar masallar ve efsanelerle kısıtlı olan Türk çocuk edebiyatı, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Gülten Dayıoğlu gibi yazarlarla yeni bir çehre ediniyor. Bu yıllarda çocuk edebiyatına önem veren yayınevleri yavaş yavaş dikkat çekiyor; Doğan Kardeş, Arkın, Redhouse. Ekonomik zorluklar renkli baskı gerektiren resimli kitapların, dolayısıyla çocuk edebiyatının önünde yıllar boyu önemli bir engel oluyor. 1980'lerde başlayan hareketlenmeyle hem birçok önemli yabancı eser Türkçeleştiriliyor hem de yeni yazarlar ve çizerler sahne alıyor. Ülkemizde çocuk edebiyatının gelişimi ara ara ivme kazansa da Batı ile karşılaştırıldığında maalesef çocuklarımıza hak ettikleri eserleri sunmaktan yoksun kalıyor. Ta ki 21. yüzyıla girene dek. Ülkemizde çocuk edebiyatının son 10 yılda kat ettiği yol gerçekten kayda değer. Artık çocuğuna kitap almak isteyen annebabalar da minik okurlar da kitabevi raflarının önünde saatler geçirebiliyor, birbirinden keyifli kitaplarla evlerine dönebiliyor. Bir tarafta İş Kültür, Turkuvaz Kitap, Yapı Kredi Yayınları, Doğan Egmont, Can Yayınları, İletişim Yayınları, Altın Kitaplar, Remzi Kitapevi ve Timaş gibi büyük yayınevleri, diğer yanda Günışığı Kitaplığı, Mavibulut, Uçanbalık, Tudem, Mandolin, Marsık, Kidz, Kır Çiçeği, Net, Çizmeli Kedi, Kelime, Popcore, Erdem ve Ya-Pa gibi sadece çocuk edebiyatına gönül vermiş butik yayınevleri... Her biri çocuklarımızı kaliteli ve keyifli kitaplarla buluşturmak için adeta yarışıyor. Bu yarıştan kârlı çıkan da tabii ki çocuklarımız oluyor. Kaynak : TÜLİN KOZİKOĞLU Çocuklar İçin Felsefe Merak uyandırmaya yardımcı 40 eğlenceli soru… Her şey hakkında !"Hakkaniyetli olmak ne demektir ?", "Kimin arkadaşınız olduğunu nasıl anlarsınız ?", "Zaman nedir ?", "Beş yıl önceki siz ile şimdiki siz aynı kişi misiniz ?", "Mantıklı bir şey aynı zamanda anlamsız olabilir mi ?" Bunlara benzer soruların cevaplarını merak ediyorsanız, filozof olma yoluna girmiş sayılırsınız ! Çocuklar İçin Felsefe, 10 yaş üzeri genç insanlara felsefenin harikalar diyarını tanıtmayı amaçlıyor. Kitapta yer alan kırk soru – Değerler, Bilgi, Gerçek ve Sorgulayıcı Düşünme başlıkları altında – çocukları, Antik Yunan Çağı’ndan günümüze filozofların üzerinde çalıştığı sorular hakkında düşünmeye çağırıyor. Her bir soru, çocukların felsefi içerikleri ve meseleleri anlaması ve aynı zamanda sıkılmadan iyi vakit geçirmesi için eğlenceli aktiviteler içeriyor. - Çocukların kendi başlarına veya öğretmenleri eşliğinde sınıfta kullanmaları için tasarlanmış, - 10 yılı aşkın süredir çocuklara felsefe öğreten, üniversitelerde felsefe eğitimi veren bir akademisyen - Her soru için öğretmenlere ipuçları içeren, - Felsefe konusunda yazılı kaynakları gösteren bir kitap. Çocuklar İçin Felsefe, çocuklara – genç ve yaşlı – yeni ve harika bir düşünme dünyasının kapılarını açıyor. Fels. Dr. David A. White, DePaul Üniversitesi felsefe bölümünde yardımcı profesör olarak, DePaul American Studies programında öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Yayınevi : ODTÜ Yayincilik Yazar : David A. Write Kategori : Felsefe Anne Ben Nereden Geldim Çocuklar cinsiyete ve cinsiyet farkına ait soruları 3-4 yaşlarından itibaren sormaya başlıyor. Sorulara muhatap olan çoğu anne baba, beklemedikleri bu sorular karşısında paniğe kapılıyor. Aslında sorunun cevabını bilmediklerinden değil; nasıl cevap vereceklerini bilmediklerinden paniğe kapılıyorlar. Bunun sebebi de, konuya yetişkin gözüyle bakmaları. Yetişkin gözüyle baktıkları için cinsellikle ilgili soruların anne baba arasında geçen mahrem ilişkileri kapsadığını, bu yüzden cevap vermenin zor olduğunu düşünüyorlar. Peygamberimiz bir hadisinde: 'Çocuğu olan onunla çocuklaşsın' buyuruyor. Biz bu hadisi: 'Çocukla konuşurken empati yapın, onun seviyesine inin, anlayacağı bir dil kullanın' şeklinde anlıyoruz. Kendimizi çocuğun yerine koyup düşündüğümüzde, onda henüz cinsel tecessüs uyandıran hormonlar aktif olmadığı için sorularının cinsellikle ilgili olmayıp öğrenme amaçlı olduğunu görürüz. Konuya çocuk gözüyle bakınca, işimiz kolaylaşır. Paniğe kapılmadan, sıradan bir soruya cevap veriyormuş gibi, çocuğun anlayacağı basit bir dil kullanarak sorusunu cevaplandırmalıyız. Verdiğimiz bilgi basit, kısa ve doğru olmalıdır. Bu kitabı çocuklar için yazdık, ama henüz okuma bilmeyen çocuklara anne babalar okuyacaklar. Kitabın iki kahramanı her ne kadar 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu ve onun sorularına cevap veren bir anne ise de; kahramanlar değişebilir. Cinsiyete ait soruları, genellikle, kız çocukları annelerine, erkek çocukları babalarına sorsalar da; bu bir kural değildir. Bir kız çocuğu, cinsiyete ait soruları kendisine yakın bulduğu babasına veya dedesine de sorabilir. Bunda yadırganacak birşey yoktur. Kitabın kurgusunu yaparken literatürde geçen bütün sorulara cevap vermeye çalıştık. Bununla beraber çocuğunuzun sorabileceği her soruya cevap verdiğimizi iddia edemeyiz. Zira her çocuk kendine özeldir. Her çocuğun ilgi alanı ve merak ettiği konular farklı olduğu gibi, soruları da farklı olacaktır. Başarı üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Mümin Sekman ile çocukların çok sevdiği oyuncu Sinem Kobal, çocukları başarıya motive eden bir “tatil kitabı” için bir araya geldiler. Alfa Yayınları’ndan çıkan ve 4 yılda 600.000 baskı yaparak başarıkitapları türünde rekor kıran Her Şey Seninle Başlar, “çocukça’ya” çevrildi. Kitabın yazarı Mümin Sekman ile genç kuşağın başarılı oyuncusu Sinem Kobal, kitabın çocuk versiyonu için bir araya geldiler. Sekman, çocuklara başarısızlık korkusunu yenmek ve özgüveni artırmak için yapılması gerekenleri öykülerle anlattı, Sinem Kobal da stüdyoda özel olarak çekilen fotoğraflarla fikirleri “canlandırdı!” Sinem Kobal kitapta, kendini güçlendirerek başarıya ulaşan bir karakteri canlandırdı. Kitabın içindeki özgüven artırıcı mesajları güçlendirdi. Böylece hem anne babaların “yararlı” bulduğu hem de çocukların “eğlenerek öğrendiği” bir kitap ortaya çıktı. İlk kez bir kitapta "rol alan" Sinem Kobal çocukları başarıya motive edecek… 9 + yaş grubu için hazırlanan kitap, kendi ayakları üzerinde durmayıve hayatı cesurca yaşamayı öğreten mesajlar içeriyor. Sürekli televizyon izleyip kitap okumayan çocuklarından yakınan anne babalar sevilen bir oyuncuyla renklendirilmiş bu kitabı çocuklarına sevdirmekte zorlanmayacaklar. Kitap Türk sinemasının efsane isimlerinden Adile Naşit’e ithaf edildi. Kapak tasarımını Hollywood filmleri için yaptığı afişlerle adını duyuranEmrah Yücel yaptı. ZAMAN HIRSIZI Can sıkıntısından kurtulmayı düşlerken, gerçek bir karabasana dalıveren çocuğun gerilim dolu romanı Korku edebiyatının dâhi yazarı kabul edilen Clive Barker’ın çocuklar için yazdığı ilk roman, yine kendi yaptığı siyah-beyaz desenlerle daha da etkileyici. Sürükleyici, korkutucu, fantastik, ama bir o kadar da düşündürücü öyküsüyle kitap okumayı sevmediğini düşünen çocukların bile bir solukta okuduğu kitap, gerçek bir gerilim klasiği. SINIFLAR: 4 - 5 - 6 TEMALAR: DEĞERLERİMİZ, BİREY ve TOPLUM, YENİLİKLER ve GELİŞMELER fantastik, gerilim, gizem, arkadaşlık, mücadele, korku, heyecan, özlem, zaman KONU
Harvey, her çocuğu mutlu edecek, sonsuz mucizelerle dolu Tatil Evi’ni ilk gördüğünde, eğlenceden başka bir şey düşünmez. Hood’un yarattığı bu cennetin nimetlerinden sonuna dek yararlanmak, ağaç evinde Wendell’le oynamak, Lulu’nun odasında zaman geçirmek harikadır. Ancak Harvey, Tatil Evi’nde geçirilen her dakikanın korkunç bir bedeli olduğunu fark ettiğinde, kendisinden çalınan zamanı geri almak için zorlu bir mücadeleye girişecektir… Yazan: Clive Barker
Resimleyen: Clive Barker
Türkçe Yayın Editörü: Müren Beykan Türkçesi: Bahadır Argönül [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Derin` n roman Şaban AKBABA Sone Yayınları : 122 Roman dizisi : 4 Editör : H. Hüseyin Akbaba
Telif hakkı : Şaban Akbaba
Güneşi de Getir Bize, Şaban Akbaba Resimler Süleyman Bilgin, Çankaya Belediyesi, I. Basım 1996, Okuma yaşı 8+ Bir giz biliyorum, bu yüzdendir sığmadığım, küçülmüş genişliğine dünyanın. " Siyah beyaz desenlerle desteklenen 26 şiir var kitapta. İçeriğinde toplumsal eleştirilere yer veren şiirlerin konuları, barış ve insanlık üzerine yoğunlaşıyor "Kendi cinsini boğazlayan - Bir tek hayvan görmedim ben Gören varsa gördüm desin ?
Duyan varsa duydum desin ? Ne kılıç çeken kediler - Ne tabancalı serçeler Ne uçak gemili timsahlar - Ne bombayla uçan kuşlar Ne ev yıkan kaplanlar - Ne de fil asan filler Görmedim gören var mı ?
Duymadım duyan var mı ?
| |
|