NOKTALAMA İŞARETLERİ ya da noktala ma imleri yazılı anlatımda
kullanılır.
Sözlü anlatımda, bir başka deyişle konuşurken el, yüz ve
gövde
hareketleriyle sözcüklere ya da cümleye fazladan bir anlatım
olanağı
kazandırırız. Öfkemizi, sevincimizi, kederimizi,
şaşkınlığımızı,
kısacası bütün duygularımızı anlatırken yüzümüzün
çizgileri değişik
bir biçim alır. El, kol hareketleri birçok konuda
anlatımımıza
yardımcı olur. Bu tür hareketler mimik ve jest diye
adlandırılır.
Bunun dışında vurgu ve ton da sözlü anlatıma yardımcı
olan öğelerdir.
Yüksek sesle ya da fısıltıyla konuşmak, bir sözcüğün
hecelerini
basa basa söylemek anlatımımıza olanaklar sağlar. Cümle
bittiği
zaman biraz durmak, sözcükleri sıralarken ara vermek
anlatımımıza
açıklık kazandırır. Bunların tümünü yazılı anlatımda
belirtmeye
olanak yoktur, ama noktalama işaretleriyle bu sorun büyük
ölçüde
çözümlenir. Yazılı anlatımda kullanılan noktalama işaretleri
yanlış
anlaşılmayı, anlam kaymasını önler. Anlatıma açıklık ve
anlaşılırlık
kazandırır.
Dilimizde noktalama işaretlerinin
kullanılması
Tanzimat edebiyatı döneminde başladı. Daha sonra
Edebiyat-ı Cedide
akımı sanatçıları noktalama işaretlerini daha özenle
kullandılar,
edebiyat ve basın dünyasında da noktalama işaretleri
kullanımının
yerleşmesini sağladılar.
Türkçe'de kullandığımız
başlıca
noktalama işaretleri şunlardır: Nokta ya da durak (.); üç nokta
ya da
susma işareti (...); soru işareti ya da soru noktası (?); ünlem
işareti
ya da ünlem noktası (!); çift nokta (iki nokta, iki nokta üst
üste)
ya da açıklama noktası (; virgül (,); noktalı virgül (; bağlama
çizgisi
(kısa çizgi) ya da birleştirme çizgisi (-); uzun çizgi ya da
konuşma
çizgisi (—); noktalı çizgi (.-); tırnak işareti (" "); tek
tırnak ('
'); ayraç ya da parantez ( ( ) ); köşeli ayraç ya da köşeli
parantez
( [ ] ); eğik çizgi (/); sayfayı çeviriniz işareti ya da
yazının
sürdüğünü belirten işaret (./ ya da ./.); dipnot işareti ya da
yıldız
(*); paragraf işareti ya da çengel (§); üç yıldız işareti (***);
sıra
noktalar (.................. ).
Kesme ( ' ) ve düzeltme ya da
inceltme
( ) işaretleri sözcüklerin yazımı ile ilgili olduklarından
noktalama
işaretleri dışında kalır (bak. yazım kuralları).
• Noktanın (.)
kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tam, bitmiş
cümlelerin sonunda:
Uykusu gelince kitabı kapatıp yattı. Az sonra
yağmur boşanacak.
2- Cümle değerinde olan anlatımların sonunda:
Peki.
Olur. Evet.
3- Kısaltmalarda:
T.B.M.M., Dr., Öğt.
4- Konuları
numara sırasıyla belirtmek için
kullanılan harf ya da rakamlardan
sonra:
A., 1., III.
5- -inci, -nci ekinin yerine rakamlardan
sonra:
II. Mehmed, 20. sayfa, I. Dünya Savaşı
6- Tarih atarken
gün, ay ve yıl gösteren
rakamlar arasında:
29.X. 1923
7-
Belli bir saat ve dakikayı gösterirken:
09.15'te, 19.30'da
8-
Sayılarda haneleri üçer üçer ayırmak için:
875.956 142.690.000
9-
Sayılar arasında çarpı işareti yerine:
9 . 12=108 Noktadan sonra
gelen cümlenin büyük harf ile yazıldığını unutmamak gerekir.
• Üç
nokta ya da susma işaretinin (...) kullanıldığı yerleri şöyle
sıralayabiliriz:
1- Çeşitli nedenlerle tamamlanamayan ya da
tamamlanmasına
gerek duyulmayan cümlelerin sonunda:
Bu güzel çiçeklere hiçbir yerde
rastlayamazsınız. Özenle yapılmış bahçelerde bile...
2- Bir dizi
ad, nitelik, olay sıralandıktan sonra
bunların benzerlerinin de
olduğunu, ama
cümlede belirtilmediğini göstermek için:
Kıra
giderken her şeyi yanlarına aldılar; yiyeceklerini, bisikletlerini,
toplarını...
3- Söylenmek istenmeyen sözcükler yerine:
Siz
E...'nin ne kadar tembel olduğunu bilmezsiniz.
Pissu çukuru taşmış,
ortalığı ... götürüyordu.
4- Cümleler arasında uzunca bir duraklama
olduğunu
ya da cümlede anlatılan durumun
sürüp gittiğini belirtmek için:
Durmadan
gidiyorduk... Sonunda köye vardık.
İlkbahar, yaz, sonbahar geçer ve
yeniden kış başlar...
5- Alıntılarda, kullanılmayan bir önceki
cümleyi belirtmek için:
... Bu temel senin en kıymetli hazinendir.
(K. Atatürk)
• Soru işaretinin (?) kullanıldığı yerleri şöyle
sıralayabiliriz:
1- Soru sorulan ya da soru anlamı içeren
cümlelerde:
Nereden
gelip nereye gidiyorsun? Futbol maçına mı gitmek istersin, tenis
karşılaşmasına mı? Sonra?
2- Kesinliği kuşkulu olan, iyi bilinmeyen
bilgilerden
sonra ayraç içinde ya da ayraçsız
olarak:
Bazı yerlerde ise köyün
nüfusu 1.432 (?) olarak gösteriliyor.
3- Soru niteliği ağır basan
cümlelerde ünlem
belirtilmek istendiğinde soru ve ünlem işareti
birlikte
kullanılabilir:
Demek bizi bırakıp gideceksin?! •
Ünlem
işaretinin (!) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- İçinde
ünlem sözcüğü bulunan cümlelerde:
Ay! İçime fenalık geldi. Ah, elim
yandı! Hey çocuklar gelin!
2- Şaşma, acıma, alay, küçümseme gibi
duyguları belirten cümlelerin sonunda ya da bu
tür duyguları
belirtmek için bir sözcükten sonra ayraç içinde:
Zavallının yiyecek
bir lokma ekmeği yoktu!
O
gölgesinden bile korkar! Kendisi
çalışkan (!) olduğu için ders
dinlemeye gerek görmez. Parası yokmuş,
ama zengin (!) adam-_mış.
3- Ünlem niteliği ağır basan soru
cümlelerinde ise hem ünlem, hem soru işareti kullanılabilir:
Yangın
mı var yoksa!? • Çift nokta (iki nokta, iki nokta üst üste) ya da
açıklama noktasının (
1- Açıklama yapılan ya da açıklama gerektiren
madde başlıklarından sonra:
Karbon Monoksit: Kimyasal formülü CO olan
renksiz ve kokusuz bir gazdır.
2- Açıklama gerektiren bir cümleden
sonra:
Bu
yörede yetiştirilen başlıca ürünler şunlardır: buğday,
arpa, yulaf ve
mısır. Göl için şöyle bir tanım verebiliriz: Kara ile
çevrili büyük su
birikintilerine göl deriz.
Dikkat ederseniz
birinci örnekte iki
noktadan sonra küçük harfle, ikinci örnekte ise
büyük harfle
başlanmıştır. İki noktadan sonra bir sıralama söz konusu
ise küçük
harfle, bir cümle ya da cümle değerinde bir anlatım söz
konusu ise
büyük harfle başlamak gerekir. İki noktadan sonra gelen
özel isimler
her zaman olduğu gibi büyük harfle başlar.
3- Birkaç
olasılığın olduğunu, bir sıralama
ya da bölümleme yapılacağını
belirtmekiçin:
Necati Cumah'nın çalışmalarını dört öbekte
toplayabiliriz: 1. Şiir, 2. Roman ve öykü, 3. Oyun, 4. Düz yazı.
4-
Bir cümleye bağlı olarak, bir kimseden
olduğu gibi aktarılmış ve
tırnak içinde gösterilmiş alıntılardan önce:
Çocukları
çok seven
ve çocuklara çok değer veren Tevfik Fikret bir şiirinde şöyle
der:
"Siz ey feza-yı ferdanın küçük güneşleri."
5- Bir kişi ya da
kişilerin konuşacağını anlatmak için konulan uzun çizgi ya da konuşma
çizgisinden
önce:
Öğretmen:
—Bugün hava güzel, dedi. Dersimizi bahçede
işleyelim mi? Bütün sınıf:
—İşleyelim öğretmenim! diye bağırdı.
6-
Matematikte, bölme işleminde bölünen ile
bölen arasında:
36:4=9
120:6=20
• Virgülün (,) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-
Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcüklerin
arasına konur:
Kitabı
eline aldı, açtı, okudu ve bir kenara
bıraktı. (Fiiller arasında)
Gazete, radyo, televizyon kitle iletişim
araçlarındandır. (Özneler
arasında) Kedileri, köpekleri, kuşları,
atları severdi. (Nesneler
arasında) Defterini odada, salonda, okulda
aramış. (Tümleçler
arasında) Temiz, düzenli, çalışkan ve sevimli
bir çocuktur. (Sıfatlar
arasında)
2- Çeşit ya da görev bakımından
birbirinin
aynı olan sözcük öbekleri arasına konur:
Çiçek
vazoları,
kül tablaları, sehpa ve masaların üstleri hep camdandı.
Şuraya güzel
görünüşlü bir bitki, oymalı bir dolap, renkli bir resim
konabilir.
3-
Sıralı cümlecik ya da cümleleri ayırmak
için:
Kuşlar,
balkonun
bir kenarına bırakılan ekmek kırıntılarını yemek için önce
balkonun
demirlerine konar, dikkatle çevreyi kolaçan eder, sakınarak
balkona
atlar ve kırıntıları yemeye koyulurlardı.
4- Anlama güç katmak için
kullanılan yineleme sözcüklerini, sözcük kümelerini ayırmada
ya da
kendinden sonra gelen cümlenin anlatımını belirginleştiren sözcüklerden
sonra
konur:
Kaptan, o eski deniz kurdu, teknelere doğru baktı.
5-
Özellikle belirtilmek istenen özne ve tümleç gibi öğelerden ya da
yüklemden uzak
kalmış özneden sonra:
Tren,
yalçın kayaların
arasından geçip birden cennet gibi bir vadiye ulaştı.
Kent, gittikçe
kalabalıklaşan nüfusu ve betonlaşan görünümüyle
insanları boğmaya
başlıyor.
6- Cümlede araya konan açıklayıcı söz öbeklerinin,
cümleciklerin başında ve sonunda:
Atletizmin
hız koşuları
dalındaki takım yarışmaları, 4x100 ve 4x400 bayrak
yarışları,
bireysel çabayı ve takım olarak uyumlu olmayı gerektirir.
Şiir,
insanlığın tanıdığı belki de bu en
eski edebiyat sanatı, günümüzde de
ilgi çekiyor ve gündemde kalıyor.
7- Seslenme sözcüklerinden
sonra:
Kardeşim, sana uzun süredir mektup yazamadım.
Çocuklar, siz
biraz oyalanın ben şimdi dönerim.
Sayın okurlar, şimdi size ilginç
bir öykü aktaracağım.
8- Tırnak içine alınmamış konuşma cümlesinden
sonra kullanılan demek fiilinden ve "diye" ulacından önce:
Ben bu
işte yokum, dedi.
Buyrun, yemek hazır, diye seslendi.
Koyunlar
kaçmış, diye bağırıyordu.
9- Cümlede bir ismin başına rastlayan
isimleşmiş sıfatları ayırarak bir anlam kaymasına ya
da kargaşasına
engel olmak için:
Küçük,
camlı bir dolap aldım. ("Küçük" olan cam
değil dolaptır.) (Küçük ve
camlı bir dolap aldım.) Yabancı, şoföre
yol soruyordu. ("Yabancı" olan
şoför değil bir başka kişidir.)
(Yabancı bir kimse şoföre yol
soruyordu.)
10- Özellikle konuşma
sırasında çok kullandığımız ara
cümleleri yazılı bir metinde
kullandığımız zaman asıl cümleden ayırmak
için.
Burası kayalık
ama, kim ne derse desin, bayağı güzel bir yer. Çocuk, Allah esirgesin,
hastalanıp yatarsa bakacak kimsesi yok.
11- Ondalık sayılarda
kesirleri belirtmekte:
12,200 kg, 24,360 km, 1.475,50 TL. • Noktalı
virgülün ( kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Sıralı
cümleler arasında:
Çoğu
benekli, uzun kulaklı cins köpekler; bir
gözü yeşil, bir gözü mavi, az
bulunan cinsten Van kedileri; tüyleri
renk renk muhabbet kuşları her
yanını doldurmuştu.
2- Fakat, ama,
çünkü, bunun için, öyleyse,
oysa gibi sözcüklerden önce ya da bu
sözcükler yerine:
Denize
bir tek bu yolla inilir sanıyor; oysa
çalıların arasında bir yol daha
var. Çok güneşte kalma; hasta
olursun. (Çok güneşte kalma, çünkü hasta
olursun.)
Bu su pis gibi
görünüyor; tertemizdir ve içilebilir. (Bu su pis gibi görünür, ama
tertemizdir ve içilebilir.)
• Kısa çizgi, bağlam», ya da birleştirme
çizgisinin (-) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Satır
sonunda bitmeyip alt satıra dönen
sözcüğün hecelerini ayırmak için:
İnsanların
bazı
bulaşıcı hastalıkları geçirmekle o hastalıklara karşı direnç
kazandıklarını
gören bilim adamları, bu doğal bağışıklığı yapay yoldan
yaratmanın
çarelerini aradılar.
2- Yeni Türk alfabesiyle aktarılan eski
metinlerdeki Arapça ve Farsça tamlamalarda:
İlm-i kimya (Kimya
bilimi), Tarih-i Kadim (Eski Tarih).
3- Bir olayın, durumun
başlangıcını ve sonunu
gösteren tarihler ve sözcükler arasında:
1923-38
arası tarihimizde Atatürk dönemi olarak adlandırılır. Trabzon-Erzurum
Karayolu oldukça tehlikelidir.
4- İki ulus, iki kavram arasındaki
ortaklığı, iç
içeliği göstermek için:
Camiler Türk-İslam sanatının
simgesi sayılır.
Birçok olayı görme-işitme yoluyla algılarız.
5-
Karşıtlıkları belirtmek için:
Yüzyıllar boyu din-bilim tartışması
süregelmiştir.
Güney Afrika'da Siyah-beyaz ayrımı çatışmalara yol
açıyor.
6- Dilbilgisi incelemelerinde kök ve gövdelerin sonuna,
eklerin başına konur:
göz-, yaz-, çevir-, güzelleş-, tozlan- kök ve
gövdeleri... -il, -leş, -di ekleri...
7- Cümle içinde bazı
ayrıntıları, açıklayıcı bil-
gileri belirtmek için:
İlkbahar ile
sonbahar -geçiş mevsimi olduğu için- insan sağlığı açısından önemli
mevsimlerdir.
Irmağı aşmak için -geçen hafta kabaran sular eski
köprüyü yıkmıştı- köylüler halattan bir köprü kurmuşlardı.
• Uzun
çizgi ya da konuşma çizgisinin (—) kullanıldığı yerleri şöyle
sıralayabiliriz:
1- Konuşmaları belirtmek için:
Hakem oyuncuyu
yanına çağırdı: —Böyle sert oynamayı sürdürürsen kırmızı kart görür ve
oyun dışı kalırsın, dedi.
Futbolcu, hakemi sinirli bir biçimde
dinledikten sonra:
—Yalnız
ben sert oynamıyorum ki! dedi. Ama
bundan sonra daha dikkatli
oynayacağım... 2- Yazı içinde geçen ve
art arda yazılan dizelerin
arasına ya uzun çizgi ya da eğik çizgi
(/) konur:
Denizi çok seven
bu adam ne zaman denizden uzakta
kalsa Ömer Bedrettin Uşaklı'nın
"Deniz Hasreti" adlı şiirini —
anımsıyordu: "Nasıl yaşayacağım ey
deniz senden uzak! —Yanıp sönüyor
gibi gözlerimde fenerin. —Uyuyor mu
limanda her gece sallanarak
—Altından çivilerle çakılmış gemilerin?"
• Noktalı çizginin (.-)
kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Bir sıralama ya da
tanımlama söz konusu
olduğunda başlık, rakam ya da harften sonra:
Mercanlar.-Denizlerin
sığ kesimlerinde biriken iskeletleriyle mercanadaları ve mercan
resifleri oluşturan omurgasız hayvanlar.
2- Bir rakamın kesri
olmadığını göstermek
için ve özellikle de paraların rakamla
gösterilmesi sırasında:
280.-TL, 1.800.-DM
• Tırnak işaretinin ("
") kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Başkasından alınmış
bir sözü ya da alıntıyı
belirtmek için:
Ahmet
Hamdi Tanpınar
"Bir ağacın ölümü, büyük bir mimari eserin kaybı gibi
bir şeydir"
derken ağacı hem bir canlı, hem de bir yapıt gibi görüyor.
Atatürk'ün
şu sözünün ne kadar önemli olduğunu bütün dünya anlamış
durumda:
"Yurtta sulh, cihanda sulh!"
2- Dikkati çekmek ya da belirgin duruma
getirmek için bir sözcük ya da bir terim tırnak
içine alınabilir:
Kıyılarda,
yüzme bilmeyenleri uyarmak
için konulan "levhalar" vardı.
Çoğu
kimse otomobile kısaca "oto" der,
geçer.
3- Yapıt ya da kurum
adları tırnak içinde gösterilebilir:
Geçen gün Hüseyin Rahmi'nin "İki
Hödüğün Seyahati"ni okudum; ne hoş ro-manmış!
Cihat
Burak'ın
"Akvaryum ile Kedi" adlı resmindeki kedinin kavanozdaki
balıklara
nasıl baktığını anımsar mısın? Ülkemizde hayır ve yardım
amacıyla
kurulan ilk derneklerden biri de "Donanma Cemiyeti"dir.
4-
Sıralamalarda ya da çizelgelerde alt satırda
yinelenen sözcükler
yerine "denden" diye de
adlandırılan tırnak işareti konur:
Ocak
ayı geliri Şubat " Mart "
Yukarıdaki
örneklerde görüldüğü gibi
tırnak içine alınan cümle ya da alıntılarda
noktalama işaretlerini
kullanma açısından bazı özellikler söz
konusudur. Tırnak içindeki
cümle eğer ayrı bir cümle olarak kalıyorsa,
bu cümlenin sonundaki
noktalama işareti aynen kullanılır. Tırnak
içindeki cümle eğer içinde
bulunduğu cümlenin bir öğesi durumundaysa,
aslında bulunan noktalama
işareti konmayabilir.
Bir sözcüğü ya da
terimi belirgin kılma,
bir yapıt ya da kurum adı belirtme amacıyla
tırnak işareti yerine
sözcükler siyah ya da italik olarak da
gösterilebilir.
• Tek
tırnak işaretinin (' ') kullanıldığı yer: Tırnak içinde gösterilmiş bir
alıntıda başka
bir alıntı tek tırnak işaretiyle belirtilir:
"Televizyonda
konuşan hekim 'Diş sağlığı çok önemlidir' deyince benim de aklıma
dişlerimi fırçalamak geldi."
• Ayraç ya da parantezin ( ( ) )
kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Cümle içinde bir
sözcüğün anlamdaşını, yabancı dildeki karşılığını, eskiden kullanılan
karşılığını
vermek için:
Çamaşırları
ağartmak (beyazlatmak) için kullanılan
çamaşır suları vardır. Bir
ülkenin iktisadi (ekonomik) yaşamında
(hayatında) dışsatım (ihracat)
ve dışalım (ithalat) büyük önem taşır.
Hoşgörü (tolerans) insanlar
arasında çabuk iletişim kurulmasını da
sağlar.
2- Cümle içinde bazı ayrıntılar, açıklayıcı bilgiler iki kısa
çizgi arasında belirtildiği gibi ayraç içinde de verilebilir:
Yemyeşil
kırlarda
taylar (at yavrularına tay dendiğini biliyorsunuz) oradan
oraya
koşturup duruyorlardı. 3- Sıralama ve döküm söz konusu olduğunda
rakam
ya da harften sonra kapama ayracı kullanılabilir:
1) ... 2) ...
3) ... A) ... B) ... C) ...
• Köşeli ayraç ya da köşeli parantezin (
[ ] ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Ayraç içindeki
açıklamanın içinde yeni bir
açıklama gerektiğinde:
Müzik
aletleri
seslerinin elde ediliş biçimlerine (vurmalı çalgılar,
üflemeli
[nefesli] çalgılar, yaylı çalgılar, mızraplı çalgılar) göre
bölümlere
ayrılır.
2- Cümleden ayrı bir açıklama ya da bilgiyi
göstermek
için:
Ahmed Haşim konusunda daha önce verilen bilgiler bu şairin
sanat anlayışına ışık tutmuştu.
• Eğik çizginin (/) kullanıldığı
yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tarih atarken gün, ay, yıl gösteren
rakam
ya da sözcüklerin arasına:
14/Kasım/1940, 10/Eylül/1967,
21/Ara-hk/1970
2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizelerin
arasına uzun çizgi (—) konduğu gibi eğik
çizgi de konabilir:
"Karnın
yardım
kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen/Yine beni
karşıladı
gülünen/Benim sadık yarim kara topraktır" diyen Âşık Veysel
toprağı
insanın en yakın, en vefalı dostu olarak görüyor.
• Sayfayı
çeviriniz
işaretinin ya da yazının sürdüğünü belirten işaretin (./ yada
./.)
kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-El yazısı ya da
makineyle yazılmış yazılarda sayfanın sağ alt köşesine konarak yazının
bitmediğini, sürdüğünü belirtmek için.
2-Dizeleri
beyit, dörtlü,
beşli gibi belli sayılarda kümelenmiş şiirlerde sayfa
çevirmek
gerekse bile dizelerin kümelenişi bilindiği için okumayı
sürdürmek
kolaydır. Ama art arda sıralanan dizelerden oluşan şiirlerde,
belirli
yerde ara verilmeyen durumlarda şiirin sürdüğünü belirtmek
gerektiğinde
bu işaret kullanılır.
• Dipnot ya da yıldız işaretinin (*)
kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-Bir
açıklama ya da
bilgi verme söz konusu olduğunda ilgili sözcüğün sağ üst
köşesine
konur. Dipnot ile ilgili açıklama kitabın düzenine göre ya
aynı
sayfanın altında ya bölümün ya da kitabın sonunda yer alır. Bölüm
sonunda
ya da kitabın sonunda yer alan açıklamalar için, karışıklığı
önlemek
amacıyla yıldız yerine rakam kullanılır.
2-Bazı
ansiklopedi,
sözlük ya da kitaplarda sözcüklerin aynı yapıt içinde
açıklamalı
olarak yer aldığını belirtmek için "yıldız ile
işaretlenmiş sözcüğe
bakabilirsiniz" anlamında:
Cemil Topuzlu* hem asker hekim, hem de
belediyeci olarak ülkemize çok hizmet etti.
Haritalarda ölçek*
kullanılır.
•Paragraf
işareti ya da çengel (§) bir yazıda
paragraf, bölüm başlarını belirtmek
için kullanılır. Bazı durumlarda
aralara da konur.
•Üç yıldız
işareti (***) bir yazıda bir bölüm
bitip konu değiştiği zaman bölümler
arasına konur. Sıra noktaların
(....) kullanıldığı yerleri şöyle
sıralayabiliriz:
1-Bir
konuyu bölümlere ayırmak için.
2-Yazılı bir anlatımda iki olay ya da
durum arasında zaman geçtiğini belirtmek için.
3-Çeşitli
nedenlerle
söylenemeyen, bilinmeyen, karışık ya da silik metinlerin
temize
çekimi sırasında okunamayan sözcüklerin yerine:
Çok yemek yiyince
midesini bozdu ve .... sonunda.
Adam .... denen aygıtı eline aldı.
Kazılardan elde edilen yazıtların çoğu "Ey gök tanrısı" ve "Ey ....
tanrısı" diye başlıyordu.
4-
Bir metinden alıntı yapıldığında bazı
nedenlerle alınmayan, atlanan
cümleler olduğunu göstermek
için.Noktalama işaretleri belli kurallara
göre kullanılmakla birlikte
her yazar bu işaretleri kendi anlayışına
göre de kullanabilir.
Şiirde noktalama işaretlerini hiç kullanmayan
şairler vardır. Roman
ve öyküde kullanılmakta olan ve "bilinç akışı"
adı verilen anlatım
tekniğin de de noktalama işaretlerinin hiç yer
almadı ya da çok az
kullanıldığı görülmektedir. İnsanın
düşündüklerini, aklından
geçenleri olduğu gibi yazıya dökmek isteyen
yazarlar bu tür bir
anlatıma başvururlar. Yine de yazılı anlatımda
noktalama
işaretlerinin anlatıma sağladığı yararları göz önünde
tutarak bu
işaretleri kurallara uygun bir biçimde kullanmak gerekir.