Ahireti tanımak

Allah insanlarda bir bilekşi inşaa etmek istiyor. Bunun için ayetler
hatta süreler ayrılmış. Sürekli tekrarlıyor. Bu eğitim sürecinde mühim
bir sınır taşı olsa gerek. “Tekrarlamak.” Bir kere de anlaşılmadığı için
lafı ağızda gevelemek. Böylece karşındakinin isteği dışında da olsa
söylemek istediğin asıl mevzuyu muhatabının kafasına nakşetmek. Süreler
sürekli bir bilinç aşılıyor ki bu insanın dünya hayatının amacını inşaa
etmek için gerekli bir veri! Ahiret.

İslam barış güvenlik ve esenlik anlamında arapça bir kelimedir. İnsanlık
için seçilmiş bir din...

3-18- Allah gerçekten Kendisi'nden başka
İlah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka İlah olmadığına adaletle şahitlik ettiler.
Aziz ve Hakim olan O'ndan başka İlah
yoktur.

3-19- Hiç şüphesiz din Allah Katında İslam'dır. Kitap verilenler ancak
kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler.
Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse (bilsin ki) gerçekten Allah hesabı
pek çabuk görendir.


İnsan yeryüzüne halife olarak atandığında meleklerin Allaha yönelerek
“Sen orada bozgunculuk çıkaracak kargaşa ve kaos oluşturacak ve kanlar
dökecek birinimi halife yapacaksın”... “Halbuki biz buna daha laikiz
seni sürekli övgü ile anar ve sürekli seni ( aklımız ve kalbimizde )
yüceltiriz.” Diyerek talaşlarını bildirmişlerdi. Biz bu metinlerden şunu
anlıyoruz ki insan “yeryüzünü yeryüzünde düzen kuracak yeryüzündeki
ıslah edecek rantı için kan dökmeyecek ve Tıpkı karıncalar gibi sosyal
bir varlık olarak Allahın yüklediği RUHU ile mevcudat içerisinde
varlığını sürdürecek. Tabiki dünya hayatı çekici kılındı. Bu Allahın
yarattığına olan saygısından ve Yarattığına olan adaletinden
kaynaklanıyor. İnsan yeryüzünde düzen kuracak ve haksız kan akıtmayacak.


Peki bunu engelleyecek olan ne. Her insan “insan” doğar fakat koşullar
insan fıtratında değişik oluşumlara değişik doğru ve yanlış
tasavvurlarına sebep olur. Her insan farklı yorum üretir. Bir gurubun
suç dediğine bir gurup mükafat verir ( bakınız ABD – IRAK savaşı. Bir
tarafta yüzleri binleri katleden insan bizim gözümüzde katil ken diğer
tarafta yakasına ödül maaşına zam veriyor”

Ahiret BİLEKŞİ insanın kendi benliğinde oturtması gerekn büyük bir iman
ilkesidir. Ki bu insanı gerçek manada tutacak her koşulda Allaha
duruşunu ve Ona olan sorumlulğunu unutturmayacak bir bilinç. Bu iman
ilkesi bir paket şeklinde insanın hayatına bir sürü hükmü dahil ediyor.

Biraz irdeleyerek düşünüldüğünde. Yeniden diriliş ve yaşantının
sorgusunu vermek. Kime? Yaratanan? Neden sorgulanacağız?
Yaptıklarımızdan ( yaratıldığımız yeri terk edişimizden ).. Peki öyleyse
O gün bir zümre suçlu bir zümre beraat eden olacak! Peki öyleyse SUÇ
ne? Nereden bileceğim suçu? Bir sorgu varsa bir anayasa ( suç ve beraat
kavramlarını açıklayan ) da mevcut olmalı !.... Sorguyu sürdürün. ( Bir
şeyi çok açık ortaya koymak isterim. Ahirete İman edilmemiş ise bu osrgu
sırasında farklı sorular üreyecektir. Sorularınızı paylaşın. Duruşunuz
ölçüsünde Rabbim size hidayet kapılarını açar. )

Bakara 4 Yine onlar sana indirilene ve senden önce indirilene iman
ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.

Bakara 8 İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları halde "Allah'a
ve ahiret gününe inandık" derler.

Bakara 62 Şüphesiz iman edenler; yani yahudilerden hıristiyanlardan ve
sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp salih amel
işleyenler için Rableri katında mükafatlar vardır. Onlar için herhangi
bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir. *

Bakara 126 İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap
halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle.
Allah buyurdu ki: Kim inkar ederse onu az bir süre faydalandırır sonra
onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası! *

Bakara 177 İyilik yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir.
Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki Allah'a ahiret gününe meleklere
kitaplara peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara
yetimlere yoksullara yolda kalmışlara dilenenlere ve kölelere sevdiği
maldan harcar namaz kılar zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini
yerine getirir. Sıkıntı hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte
doğru olanlar bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır!

Bakara 228 Boşanmış kadınlar kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali
(hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret
gününe gerçekten inanmışlarsa rahimlerinde Allah'ın yarattığını
gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse bu
durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler.
Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi kadınların da erkekler
üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler kadınlara göre bir derece
üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir hakimdir. *

Bakara 232 Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini
bitirdikleri vakit aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde onların
(eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın. İşte bununla içinizden
Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü
tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir siz
bilmezsiniz. *

Bakara 264 Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde
malını gösteriş için harcayan kimse gibi başa kakmak ve ekşitmek
suretiyle yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu
üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki sağanak bir yağmur
isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar
kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah kafirleri doğru yola
iletmez. *

Al-i İmran 114 Onlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder
kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi
insanlardandır.

Nisa 38 Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara
gösteriş için sarfedenler de (ahirette azaba duçar olurlar). Şeytan bir
kimseye arkadaş olursa ne kötü bir arkadaştır o!

Nisa 39 Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah'ın kendilerine
verdiğinden (O'nun yolunda) harcasalardı ne olurdu sanki! Allah onların
durumunu hakkıyle bilmektedir