hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Çocuklara namazı sevdirmenin ipuçları

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Çocuklara namazı sevdirmenin ipuçları 2duy3hj

Çocuklara namazı sevdirmenin ipuçları Empty
MesajKonu: Çocuklara namazı sevdirmenin ipuçları   Çocuklara namazı sevdirmenin ipuçları EmptyPtsi Mart 22, 2010 11:26 am

Çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman ve nasıl vermeli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu konuda onlara nasıl
yaklaşmalıyız? Peygamberin çocuklara yaklaşımı nasıldı? Her seferinde
camiden kovalanan Münir Özkul[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namazdan nasıl nefret etti?
Osman Ateşli'nin haberi
Her Müslüman anne-baba[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuklarının imanı kuvvetli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ameli salih olsun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendilerine itaat etsin ister.
Peki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun için çocuğumuza
ne zaman hangi bilgileri öğreteceğimizi ve nasıl eğiteceğimizi düşündük
mü? Bunun için ne kadar zaman ayırdık? Mesela çocuklarımıza namaz
eğitimini ne zaman vermeli çocuklarımıza bu konuda nasıl yaklaşmalıyız?
“Amaç çocuklarımıza namazı kıldırmaktan ziyade sevdirmek olmalı” diyen
yazar Ahmet Bulut[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ebeveynler ve çocuklar için
hazırladığı çift kapaklı kitabı “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim” –
“Çocuğumla Sevgi Secdesi” isimli eserinde bu konudaki en yaygın
yaklaşım hatalarına dikkat çekiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ebeveynlerin ve Müslüman
cemaatin nasıl davranmaları gerektiği konusunda önemli ipuçları veriyor.
Bulut kitabında madalyonun iki yüzünü okurların dikkatine sunarken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir tarafa Peygamberimiz Hz.
Muhammed (SAV)’in koyduğu ölçüyü; diğer tarafa günümüz Müslümanlarının
namaza yaklaşmaya çalışan insanlara karşı yanlış izlediği yöntemleri
koyuyor.
İşte Bulut'un kitabından bazı pasajlar:
PEYGAMBERİN MESCİDİ YAŞANAN BİR HADİSE
Sevgili Peygamberimiz(sav)’in zamanında mescide ailece gidilirdi. Sabah
ve yatsı namazlarına bile çocuklar anneleriyle gider[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlar da orada yerlerini
alırlardı. Kimi oynar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kimi namaza eşlik ederdi.
Bazıları ise namazdayken ağlardı. Efendimiz onlara kızmaz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bağırmazdı. Onların mescide
gelmesine asla engel olmazdı. Çocuklar O’nu sever[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] O da çocukları severdi. O[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yarının büyüklerini bu feyizli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bereketli ortamda yetiştirmek
istiyordu.
Bir gün sabah namazının birinci rekâtında oldukça uzun okudu. O okudukça
ashabı keyifle okunan ayetleri dinledi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tefekkür etti. Ayetlerle
gönülleri inşirah buldu. Kim istemezdi ki o havayı teneffüs etmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] O’nun kıraatinden feyizlenmek?
Derken birinci rekâtın rükûsu ve secdesi yapıldı ve ikinci rekâta
başlandı. İkinci rekâtta ise birkaç ayet okudu ve namazı tamamladı.
Sahabe-i kiram şaşırdılar. Onlar bekliyorlardı ki ikinci rekâtta da
birinci rekâtta olduğu gibi uzunca bir Kur’an ziyafeti ile
nimetlenecekler. Bu duruma anlam veremediler. Ve sonunda bu durumu
anlamak için Efendimiz(sav)’e sordular:
“Ya Resulallah! Biz bekliyorduk ki ikinci rekâtta da uzunca okuyacaksın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biz de huşu ile dinleyeceğiz.
Fakat olmadı. Kısa bir kıraatle namazı tamamladınız. Mahzuru yoksa
sebebini anlatır mısınız?”
Bunun üzerine Efendimiz(sav):
“Duymadınız mı ağlayan çocuğun sesini? Annesine ve çocuğa sıkıntı
vermemek için namaza yetecek kadar okudum ve namazı tamamladım.” der.
O’nun dünyasında çocukların özel bir yeri vardır. Peygamber
Efendimiz(sav) çocukları anne ve babalarından daha çok düşünürdü.
Çocukları üzmemek için en çok sevdiği namazını kısa keserek tamamlar.
Başka bir gün çok daha farklı bir durum meydana gelir.
O gün de namazda secde alışılmışın dışında uzatılır. Birlikte namaz
kıldıkları ashabı secdenin bu kadar uzatılmasına anlam veremezler.
Zannederler ki O’na vahiy geldi. Namazdan sonra içlerinden biri sorar:
“Ya Resulallah! Namazda secdeyi oldukça uzattınız. Diğer zamanlarda bu
kadar bekletmiyordunuz. Bundan sonra namazda böyle mi yapacağız?”
Bunun üzerine Efendimiz(sav):
“Torunum boynuma binmişti. Oyunu bozulmasın diye secdeyi biraz
uzatıverdim.” buyurdu.
Gelin birlikte bir nefis muhasebesi yapalım. Birlikte namaz kıldığımız
camimizin imamı namaz kıldırırken bir çocuk boynuna binse[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] imam efendi de bu olayı
hatırlayarak secdeyi biraz uzatıverse bizim tepkimiz ne olur? İmamı
tebrik eder miyiz? “Allah senden razı olsun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bize Resulullah(sav)’ın bir
sünnetini hatırlattın.” der miyiz? Hadi bunları geçtik. Evimizde namaz
kılarken çocuklarımız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanlışlıkla önümüzden geçseler
veya sırtımıza binseler tavrımız ne olur? Oradaki duruşumuz çocukların
dünyasında namazı ya sevdirecek ya da nefret ettirecek. Çok dikkat
etmemiz gerekiyor.
MÜNİR ÖZKUL'UN 'CAMİDEN NEFRET ETTİRİLDİĞİ' İKİ OLAY
Münir Özkul dindar bir babanın çocuğudur. İstanbul’un Bakırköy ilçesinde
çocukluğunu ve gençliğini yaşamıştır.
İlkokulu Kartaltepe’de okumuştur. Kartaltepe ilkokulunun avlusu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aynı adı taşıyan caminin
bahçesine bitişiktir.
Vakit bahardır ve caminin bahçesinde çiçekler rengârenktir.
Teneffüse çıkmış olan küçük Münir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] etrafına bakar ve birden
caminin avlusuna geçer. O çok sevdiği güzelim çiçeklere doğru koşar.
Maksadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlardan bir kaçını
koparıp götürmek ve öğretmenine vermektir.
Ancak bunu başaramaz. Çünkü tam da eğilip elini çiçeklere uzattığı
sırada[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] caminin kapısı
açılıverir ve orada korkunç bir heyula belirir. Adam avazının çıktığı
kadar bağırmakta ve Münir’in gözüne insan dışı bir yaratık
görünmektedir. Bu korkunç ses[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kısa boylu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göbekli ve özellikle de
sakallı birine aittir. Münir bir anda fark ettiği bu korkunç görüntü
yüzünden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çiçeği unutur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adeta can korkusuna düşer ve
kendisini ilkokulun avlusuna zor atar.
Nefes nefesedir. Kan ter içinde kalmıştır. Artık aklına ne ders girer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne de başka bir şey… Varsa
yoksa o müthiş heyula ve onun avazı çıktığınca ortalığa saldığı
bağırtısı:
— Ne yapıyorsun ulan orada! Şimdi gelirsem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] koparırım kulaklarını!
‘Başka ne dedi? Ona doğru kaç adım attı?’ Bunları düşünmeye çalışması da
nafiledir. Çünkü korku ve heyecanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayrıntıları perdelemektedir.
O günden sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir daha cami tarafına dönüp
bakmaz bile… Hele de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cami bahçesinde gördüğü
sakallı tiplere rastladığında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün benliğini derin bir
korku ve öfke kaplar.
Aradan yıllar geçti. Ama Münir Bey’in camiye ve dindar insanlara
kırgınlığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızgınlığı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küskünlüğü geçmedi. Kendi
dünyasından[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dini ve inancı büsbütün
uzaklaştırdı. Oysaki dindar bir insan olan babası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vefatından kısa bir süre önce[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu yanına çağırmış ve demişti
ki:
“Oğlum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sana inanç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ibadet konusunda faydalı
olamadım. Ancak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunları unutmayasın ve bir gün
mutlaka içten hatırlayasın diye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sana bir soyadı bırakıyorum.
Baban olarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senden tek isteğimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu soyadı ile açıklıyorum. Ben
senin kul[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de öz kul olmanı
istiyorum. Kul olmayı hayatının gayesi bilmeni arzuluyorum. Bu sebeple[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] soyadı kanunu çıkınca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ÖZKUL’u seçtim. Özden kul
olalım diye. Evladım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] senden başka bir isteğim
yoktur. Kul olduğunu unutma yeter. O zaman sana babalık hakkımı helal
ederim.”
Ancak dindar babanın bu vasiyeti uzun yıllar ciddiye alınmadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta çağdışı bulundu ve sonra
da unutuldu. Hatta yaşanan olumsuzluklar sonucu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tam tersine gelişmeler de
yaşandı.
Önce tiyatro[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra da sinema oyuncusu
olarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıllar yılı inanç ve
ibadet hayatına ilgisiz kaldı.
Ben onu tanıdığım zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] altmış yaşını geçmişti. Ve:
“Galiba babam haklıymış” diyordu.
Niçin bu kadar geç? Acaba belli bir sebebi var mıydı?
Merakımı yenemedim.
Çocuksu ve temiz bir ruh yapısında gördüğüm Münir Bey’e dedim ki:
“Bu temiz yapınızla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha önceleri inanca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ibadete hiç yönelme-diniz mi?”
“Yönelmez olur muyum?” dedi.
Gençlik yıllarımda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içimdeki inanma arzusu bir
defa öylesine tepti ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] engelleyemedim. O zamanki
arkadaşlarımdan dindar bildiğim Uğur Bey’e başvurdum ve ne yapmam
gerektiğini sordum. Çünkü inanma ihtiyacı beni müthiş zorluyordu. O
vakit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içinde bulunduğum
çevrenin seçimi ve beğenisi istikametinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her ne kadar inançsız
takılıyorsam da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendimi tutamadım.
Uğur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok takdir ettiğim
namazlı bir arkadaşımdı. Bana yardımcı olmasını istedim. Ancak o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] istediğim yardım için beni bir
başkasına götürmeyi teklif etti. Dedi ki:
“Sümbül Efendi Camii’nin çok muhterem bir hocası vardır. Umarım sen de
onu çok seversin. Dinimizi çok iyi bilen bir insandır. Seni ona
götüreyim.”
Bu teklifi büyük bir sevinç ve heyecanla kabul ettim. Böyle saygın bir
din alimi beni kabul ettikten sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben neden görüşmek
istemeyeyim?
Uğur’la anlaştığımız gün ve saatte buluşup Nurullah Efendi’ye gittik.
Beni büyük bir sempati ve sevecenlikle karşıladı. Daha ilk anda
korkularım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] endişelerim yok oldu.
Yanında büyük bir huzur duydum. O güzel insanın şahsında çoktan vefat
etmiş babamı bulmuş gibi oldum.
Gerçekten bir baba gibi davranıyor ve müthiş bir güven ortamı
oluşturuyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yangın yerine dönmüş içimi
rahatlatıyordu. Nurullah Efendi’yi o güne kadar tanımadığıma çok
üzülmüştüm.
Kendisine çok ısındığımı ve bundan sonra sıkça ziyaret edip istifade
etmek istediğimi söyledim. Çok sevindi ve “Zaten öyle olacak. Artık hiç
ayrılmayacağız. İnşallah iki cihanda da beraber olacağız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beklerim.” dedi.
Hemen cuma günü Sümbül Efendi Camii’nde buluşmaya karar verdik. Cuma
vaazından önce[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] caminin kapısı önünde buluşmak
üzere sözleşip vedalaştık.
Büyük bir heyecan içindeydim. Cumayı iple çektim.
Nihayet beklenen gün geldi. İçim içime sığmıyordu. Epey araştırarak ve
yanlış yapmamaya çalışarak abdest aldım.
Nerdeyse çeyrek asır aradan sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ilk defa camiye girecektim.
Hata yapmamak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göze batmamak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pot kırmamak için çok dikkatli
olmalıydım. Ama bir tesellim de vardı. Çünkü Uğur ile buluşacak ve
camiye birlikte girecektik. O bana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Hiç merak etme. Zor bir şey
yok. Üstelik ben senin yanında olacağım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yapman gereken her şeyi
söyleyeceğim.” demişti. Rehberim tecrübeli idi. Çünkü o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her cuma camiye giden bir
arkadaştı.
Böyle karmaşık duygu ve düşünceler içinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tabii yine de önemli kuşku ve
korkuyu da içimde taşıyarak camiye geldim.
Anlaştığımız saatten biraz da erken gelmiştim. O tarihî dekor içindeki
avluda biraz bekledim. Neredeyse her dakika saatime göz atıyordum.
İnsanlar camiyi doldurmaya başlamışlardı. İçeriden vaaz sesi de gelmeye
başlamıştı. Ancak ben dışarıda beklemeyi sürdürüyordum. Çünkü bana
kılavuzluk yapacak arkadaşım henüz gelmemişti.
Bir ara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] girip içeride beklesem[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de konuşmayı kaçırmasam
diye düşündüm ama buna cesaret edemedim. Çünkü cemaatten bazıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bana tuhaf bakıyorlardı.
Cami kapısının kenarında tedirgin durmam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kılık kıyafetim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tipim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki de o cemaatten hiç
kimsede görünmeyen saç biçimim ve uzun favorilerim dikkati çekmişti.
Birilerinin dikkatimi çeken tarafımı tam da bilmiyordum ama onlardan
hiçbirine benzemediğim kesindi.
İster istemez[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bana şöyle bir göz atıp camiye
giriyorlardı. Bazıları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hafif bir tebessümle beni
selamlıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazıları da başlarını
eğerek sessiz bir sempati gösteriyorlardı.
Zaman epeyce geçmiş ve ben de kapıda iyiden iyiye sıkılmıştım. Üstelik
dinlemeyi çok istediğim konuşmadan da mahrum kalıyordum. Kapıdan şöyle
bir göz attım. Cami epeyce dolmuştu. Belki bana namaz kılacak yer de
kalmayacaktı.
Camiye girip[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] arkadaşımı içeride bekleyeyim
dedim. Bu benim için zor bir karardı. Kapıdaki meşin örtüyü kaldırıp
camiye ilk adımı attığımda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] heyecanım bayağı artmıştı.
Kendime oturacak bir yer arayarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] safları aşmaya başladım. Ancak
fazla önlerde de olmayı istemiyordum. Hem Uğur’un beni görmesi hem de
sanki ön safların daha bir dikkat istediğini hissetmiş olmam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beni biraz arkalarda tuttu.
Caminin ortasına yakın bir yerde oturdum.
Ancak etrafımdaki insanların oturmasına benzemedi benimkisi. O an diz
çöküp oturmanın ne kadar zor iş olduğunu anlamıştım. Ancak nasıl
oturacağımı da bilemiyordum. Benim sürekli durum değiştirmem
yanımdakileri rahatsız etmişti. Tipimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giyimimi de hiç
beğenmediklerini zaten bakışlarından anlamıştım. Sanki bana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Senin burada ne işin var?”
der gibi bakmışlardı.
İkide bir sağa sola çarparak oturuşumu değiştirmeye başlayınca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bakışlar daha da kızgınlaştı.
Benim de tedirginliğim oldukça arttı. Bu arada kapının meşin örtüsü her
girenle birlikte bir ses çıkardığı için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben de her defasında bir
ümitle arkama dönüp bakıyordum. Hocaefendinin konuşmasını bile
dinleyemiyor ve hep gözüm arkada kalıyordu. Her defasında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ‘İnşallah Uğur gelmiştir.’
diye dönüp ümitle kapıya bakıyordum. Uğur bir türlü gelmiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim de ona kırgınlığım
çoğalıyordu. Nurullah Efendi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık ezan vakti geldi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sözlerimi bitiriyorum
dediğinde Uğur kapıda göründü. Ben de içimde birikmiş bütün kırgınlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kızgınlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tedirginlikle birden
bağırmıştım:
“Uğur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gel[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buradayım!”
Benim bu feryadımla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanımdaki yaşlı adamın sabrı
iyice taşmış olmalı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yaradan’a sığınıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] okkalı bir tokat aşketti
suratıma. Ben neye uğradığımı bilemedim. Birkaç saniyelik tereddütten
sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yerimden fırladım.
Cemaatin üzerinden atlayarak ve oturanlara çarparak kendimi kapıdan
dışarı attım.
Uğur da arkamdan geldi. Çok yalvarıp yakardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] özür diledi ama hiç tınmadım.
Artık kesin kararımı vermiştim. Dindar insan sözünde durmuyordu.
Namaz kılanların çoğu kaba ve katı insanlardı. Cami bana göre değildi.
Çünkü orada sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] anlayış ve hoşgörü yoktu.
Yabancı gördüklerine yardım edecek yerde tokat atıyorlardı.
Hayır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] asla onların arasında
benim yerim olamazdı.
Uğur’u kırma pahasına sert şeyler söyledim ve camiyi arkada bıraktım.
Hayatımda ikinci kere cami gerimde kalıyordu. Artık kesin kararımı
vermiştim: ‘Camii ve cemaat bana göre değil!’
Tekrar inançsız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ibadetsiz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mabetsiz ortamıma dönerken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içimdeki tek hüzün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nurullah Efendi’yi
kaybetmekten kaynaklanıyordu. O güzel adam bana[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Biz senin gibileri çok
severiz. Çünkü senin gibilerin yolu düzeltmesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şaraptan bozma sirkeye benzer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tadına doyum olmaz.” demişti.
Bu sözü de beni çok sevindirmişti ama ‘Demek ki benim nasibim şarapta ve
şarap olarak kalmakta imiş.’ dedim ve ondan da uzaklaştım.
İşte şimdi geldim altmış yaşıma… Ancak bu yaşta babamın sözüne
gelebildim. Babam doğru söylemiş. Ancak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öz kul olmakla mutluluk
bulunurmuş… Kulluğa giden yolda da insanlara bakmamak gerekiyormuş.
Zaten bana doktorum da on dokuz defa içki ve uyuşturucu tedavisinden
sonra başka yol kalmadığını söyledi. Ancak ben artık yolun burasında
mecburen Rabbime teslim olmuş bulunuyorum.
ÇOCUKLARA NAMAZ EĞİTİMİ İLE İLGİLİ KİTAPTAM KISA BİR BÖLÜM
Çocuklarımızı namaza alıştırmak ve onlara namazı sevdirmek için daha
küçük yaştan itibaren bazı namazları evde cemaatle kılmalıyız. Çocuklar
anne ve babalarını namaz kılarken görmeli. Büyüklerinin namazda
fotoğrafını çekmeli. Sevgili Peygamberimiz de nafile namazları evde
kılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizlere de tavsiye
eder. Şöyle buyurur:
“Namazlarınızdan bir kısmını evinizde kılınız ve evinizi (içinde namaz
kılınmayan) kabir haline koymayınız.”
Başka bir hadis-i şeriflerinde ise:
“Sizden biriniz namazını camide kıldığında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namazının bir kısmını da
evinde kılsın. Çünkü Allah Teâlâ o namaz sayesinde o kimsenin evine
hayır ve bereket ihsan eder.”
Ailenin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namazın bir davetiyesi
olarak ezana ciddi bir hürmeti istikrarlı bir şekilde sergilemesi
gerekir. Ezana saygı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu duyunca susma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evde onu terennüm ve daha
önemlisi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kimi randevuları ezana
ayarlı yapmaktır: “Ezandan sonra gideriz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ezan okunsun konuşuruz…” gibi.
Cuma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bayram namazları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalabalık cenaze namazları
(yaşı açısından uygun ise)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuğa namazın tanıtılıp
sevdirilmesi açısından muhakkak değerlendirilmesi gereken fırsatlardır.
Önceden hazırlığı
yapılarak Cuma namazına götürülmesi ve camide onun için sıkıcı olmayan
bir yerde namazı kılmasının sağlanması gerekmektedir.
Evde namazı hayatın ayrılmaz parçası olarak sevdirme çalışması
yapılmalı. Bunun için mesela[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evde kılınan namazları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalnız bir odada değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocukların da bulunduğu bir
odada kılmayı tercih etmelidir. Bunu yaparken de mümkün olduğu kadar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onların namazdan dolayı
azarlanabile-ceklerini hissettirmeden “biraz sessiz olun” gibi ikazlarda
bulunmalı.
Çocuklara muğlâk ifadeler kullanılmamalıdır. Namazı emreden cümleler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuğun yaşı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tepkisi ve itaati ile orantılı
tutulmaya çalışılmalıdır.
Mesela şu altı cümle söylenecekleri yer bakımından farklıdırlar:
• Namaz kıldın mı canım?
• Lütfen namazını geciktirmeden kılar mısın?
• Çıkma vaktimiz gelmeden namazı kılıver canım.
• Bak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namazı unutacaksın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hemen kılıver!
• Haydi tatlım. Namaz çok gecikti. Namaz böyle gecikmeleri kabul etmez.
• Namazı ihmal etmenin ne kadar tehlikeli olduğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne büyük ecirler kaybettiğini
biliyor musun? Haydi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] canım davran!
Çocukların da iştirak edeceği mini cemaatlerle namaz kılınmalı. Baba bir
nedenle camiye gidememişse bu fırsat olarak değerlendirilebilir.
Çocuklar böyle bir cemaatle namaza iştirak etmemiş olsalar bile onlar
için etkili bir iş yapılmış olur.
Namaza alıştırmada sevgi ve şefkat esastır. Katı tutumlar ikiyüzlülüğe
itebilir. Ancak sevginin ölçüsü kaçırılıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] otorite kaybedilmemelidir.
Piknik ve benzeri ev dışında yapılan ve çocuklar açısından özlenen
gezilerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] muhakkak bir cemaatle
namaz bölümü oluşturmak gerekir. Aynı şekilde eve gelen misafirlerle ve
misafirliğe gidilen yerlerde bir cemaat namazı eda edilmelidir.
Gerekiyorsa bunun için o vakitte cami cemaati de terk edilebilir.
Namaz eğitimi esnasında çocuğa onu kendi emsalleri ile kıyasladığınızı
söylememelisiniz. “Filanca çocuğu görüyor musun?” dememelisiniz.
Gerçekte de hiçbir çocuk diğerinin aynı değildir. Ne yaş benzerliği ne
de kardeşlik gibi değerler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kapasitelerinin aynı olduğu
anlamına gelmez. Her çocuk ayrı kimlik kartı taşıdığı gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] farklı kavrama yeteneği ve
kapasite taşımaktadır.
Ebeveyn olarak aynı noktadan hareket etmeye çalışınız. Sizin aranızdaki
fikir farklılıkları eğitiminizin en azından gecikmesine neden olur. Çok
zorlanırsanız asgari müştereklerde hareket etmeye gayret ediniz.
Bu uzun süreli eğitim çalışmasında kimi zamanlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kısa zaman dilimleri için
çocuğu serbest bırakarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] verdiğiniz eğitimin ne denli
iz bıraktığını deneyiniz.
Namaz eğitiminde anne babanın en büyük malzemesi sabırdır. Sabrı bile
sabırla tutmaya çalışmalıdır. Çocuğun balon gibi şişmesini beklemeyin.
Çınar gibi büyütün ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ebedi iz bırakabilesiniz.
Bedeninin büyümesini sabırla beklediğiniz gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namaza hazırlanmasını da
sabırla bekleyiniz. Namaz uğruna harcanan her şey sayılamayacak kadar
değerlidir. Sabredin ve çocuğu şeytana terk etmeyin. Siz onu namaz için
eğitirken en büyük rakibinizi unutmayın: Şeytan o çocuk doğduğu günden
beri beklemektedir. Sakın çocuğu çevrenizden uzaklaştırmak gibi bir
yöntemi denemeyin. Eğer bir zaman sizden ayrı kalacaksa o da sizin
yaptığınızı yapacak birisinin kontrolünde olmalıdır. Kaybettiğiniz
birkaç vakit sizi yıldırmasın. Ebedi cennetler sizin olacaktır. Cennet
ucuz değil. Bizden öncekilerden kazananların nasıl kazandıklarını
düşünün.
Namaz eğitimi hayat boyu sürecek bir ibadet eğitimi olduğu için bir defa
hatta birkaç defa aynı şeylerin tekrarından asla kaçınmayın. Her defası
ilk defa imiş gibi anlatılmalıdır. Şeytan yıllardır bıkmadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] usanmadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biz neden usanalım ki?
Çocuğun namaz için eğitilmesinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çevresinden fazlaca
etkilendiğini unutmamak gerekir. Bunun için de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çocuğun çevresinde beraber
olmak istediği arkadaşlarının kimliklerine dikkat edilmelidir. Onu
rahatsız etmeden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayırma ve yeni çevre oluşturma
gerekebilir.
Namaz eğitimi esnasında istikrar en çok muhtaç olacağınız araçtır.
İstikrarlı tavrınız şeytanın sizden uzak durmasına yardımcı olabilir.
Sonunda hangi noktaya gelmek istediğinizi baştan biliniz:
“Namazı öğretmeyi değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevdirip kıldırmayı
hedefliyoruz.”
.................................................. .........
Namaz eğitimi esnasında şunları asla yapmamaya çalışınız:
Çocuğun vazgeçmesi zor zevkleri ile namazı karşı karşıya getirmeyiniz.
Çocuğu münafıklığa itecek zorluklar çıkarmayınız.
Çocuğun yaşı ve birikimine uygun olmayan bilgiyi ve uygulamayı ondan
istemeyiniz.
Konuşmalarınıza dikkat ediniz. Yaşına ve kapasitesine uygun konuşunuz.
Azarlama hakkınız sadece[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] on yaşından sonradır.
Namaz konusunda eksiklerini bir dedektif gibi izlediğiniz hissi
vermeyiniz.
Namaz telkinleri esnasında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namaz kılınmaması durumunda
nelerin olacağına dair ayet-hadis ve diğer bilgilerden başlamayın.
Kılanın neler elde edeceğini konuşunuz.
Namaz bilgisi ve eğitimine ait konuşmalarınız tartışma şeklinde olmasın.
Bir güne de sıkıştırılmasın. Aralara serpiştirilmiş konuşmalar daha
etkilidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Çocuklara namazı sevdirmenin ipuçları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: İslam ve İnsan-
Buraya geçin: