Giriş Tarihi : 30/03/09 Yer : İstanbul Yaş : 34 Mesajlar : 14824 Rep Puanı : 14472 Rep Gücü : 6503
Konu: Bor mucizesi Perş. Mart 11, 2010 7:58 pm
Kütahya Seyitömer Höyüğü'nde bulunan ve yaklaşık 4 bin yıllık oldukları belirlenen insan beyinlerinin bor madeni sayesinde günümüze kadar bozulmadan kaldığı saptandı.
Höyüğün kazı grubu başkanlığını yürüten Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 2006'dan bu yana her yıl 6'şar aylık dönemler halinde devam ettikleri kazı çalışmalarını bu yıl planlanan tarihten 1 ay 10 gün önce sonlandırmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Prof. Dr. Bilgen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] höyükte buldukları yaklaşık 4 bin yıllık 6 insan iskeletindeki beyinlerin küçülmeye başladığını gözlemlediklerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] normal yaşam koşullarında tahrip olmaya yüz tutunca çeşitli kimyasal maddeler kullanarak muhafaza etmeye çalıştıklarını bildirdi.
Daha önce beyin kalıntılarını yerinde inceleyen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Sav ile Haliç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Dr. Meriç Adil Altınöz'ün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunlardan bir miktar parçayı 'a götürdüğünü anlatan Prof. Dr. Bilgen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “Yapılan incelemede beyin kalıntılarında DNA ve sıvı örnekleri tespit edildi” dedi.
“BEYİNLERİN BOR MADENİ SAYESİNDE KORUNDUĞU BELİRLENDİ”
Haliç Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Meriç Adil Altınöz de Prof. Dr. Bilgen'in korunmuş beyinler olduğunu bildirmesinin ardından bu yönde çalışmalara başladıklarını söyledi.
Cesetler üzerinde ilk olarak DNA izlerine rastladıklarını bildiren Dr. Altınöz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha sonraki çalışmalarda çok enteresan bulgular rastladıklarını belirtti.
Bu enteresan bulguların başında bir dokunun nasıl korunabileceği konusunda çevre koşullarının saptanması olduğunu anlatan Dr. Altınöz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şöyle konuştu: “Bugüne kadar hep korunmuş bedenler ve cesetlerle ilgilenilmiş. Çünkü hep ölümsüzlüğün sırrını aramışlar. Mumyalama da insanların ilgisini çekmiş. Bugüne kadar dünya üzerinde bulunan bulgulara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ya çok yüksek rakımlardaki büyük dağların tepesinde veya dokuların suyunun alınması neticesinde çöllerde rastlanmış. İlk defa toprağın içinde bu derecede çürümeden kalmış ve beyin gibi yumuşak ve kolay yok olabilecek dokuya rastlandı. Ülkemizin bor madeninde büyük rezerve sahip olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Kütahya borlu toprak açısından belki de en zengin il. Nitekim cesette de ciddi miktarda bora rastladık ve bu bor cesetleri korumada etkin olarak ön plana çıktı.
Bunun dışında daha önce çürümemiş cesetlerde ve beyinlerde ulaşılmadık seviyelerde yağ sisteminin korunduğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hala sinir sistemine ve beyne özgü bir yağ sisteminin bulunduğunu gördük. Bu ülkem adına çok sevindirici bir bulgu.”
“DNA İZLERİNDEN CESEDİN ERKEK OLDUĞU BELİRLENDİ”
Dr. Altınöz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beynin toprağın altında neden korunduğunu bulmanın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] normal dokuların ve beynin korunmasına yönelik çalışmalarda adeta çığır açacağını söyledi.
Yağ asitleri[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] alüminyum ve magnezyum açısından buradaki toprağın zengin olduğunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cesette ve beyin dokusunda da bunlara rastladıklarını anlatan Dr. Altınöz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şöyle devam etti:
“Dokulardaki yağların sabunlaşarak korunması da bor madeninden kaynaklanıyor. Yapılan yağ analizi de bunları gösterdi. İncelediğim cesette DNA izleri bulundu ve erkek olduğu saptandı. Türkiye'de ilk defa 3 bin 800 yıllık bir cesette DNA varlığı da tayin edilmiş oldu. Borun toprak altında zengin olarak bulunması ve bunu bir cesedi koruyup çürümesini engellemesi dünyada ilk olarak görünen bir bulgudur.”
“BUGÜNKÜ İNSANLIĞIN BEYNİYLE ÖRTÜŞÜYOR”
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Sav da Prof. Dr. Nejat Bilgen ve Dr. Meriç Altınöz'ün daveti üzerine bu araştırmaya katıldığını söyledi.
Kendisine gelen beyin parçalarında çıplak gözle çıkan sonucun[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem kemik örneklerinde hem de beyin örneklerinde bulunan bulguların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bugünkü çağdaş insanın bulgularıyla tamamen örtüştüğünü anlatan Prof. Dr. Sav[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şunları kaydetti: “Nero görüntüleme teknolojinden yararlandık. 3 bin 800 yaşındaki bir beynin bugünkü çağdaş insanlığın beyniyle örtüşmesi çok önemli bir bulgudur. Böylece Türkiye'nin ciddi anlamda bilim üretilebildiği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağdaşlarıyla yarışabilecek kapasitede olduğu bir kere daha ortaya konmuş oldu.”